Yine koca bir yıl bitiyor, klişe olacak ama çok da çabuk bitiyor 365 gün…
Zaten hep öyle değil mi her bir gün, hayatımızdan rüzgar gibi geçiyor, kimine göre şiddetli kimine göre meltem tadında. Bazılarımızın hayatını kökten sarsıyor, kasıp kavuruyor, yıkıp geçiyor o rüzgar; bazılarımıza da tatlı bir dokunuş, tam zamanında imdada yetişen keyifli bir serinlik gibi geliyor. 2015 eminim hepimiz için tam da böyle geçip gidiyor.
Karmakarışık bir yıldı benim için yine bu sene. Tek rakamlı yılların hayatımda radikal değişikliklere sebep olduğunu bir kez daha teyit ettiğim bir yıldı ayrıca. Tam her şey yoluna girdi derken birden ortaya çıkan köklü bir değişiklikle sarsıldı yeniden hayatım. Yine başladım kafamda hesaba, kitaba, ne olacak ne bitecek sorularına, gelecek endişelerine, geçmişe hayıflanmalara. Yılın ikinci yarısını sorgulamalarla geçirdim, iç sıkıntısı, sağlık sorunları, vedalar, ayrılıklarla tüketiverdim son altı ayı. Ne kadar düşünürsem düşüneyim her şeyin olacağına varacağını ve en nihayetinde her şeyin hayırlısının gerçekleştirdiğine inanmaya çalıştım kendimi çok dara düştüğümde. Ağladım, evet sanırım en çok bu yıl ağladım. Gücümün tükendiğini, mecalimin kalmadığını hissettim çok zaman. Kaybettim; para da kaybettim, güven de kaybettim, zaman da kaybettim ama en acısı dost kaybettim. Nasıl olduğunu, neden olduğunu anlayamadan canım dediğimin üç günde el olduğunu fark ettim.
Yine de her şeye rağmen güldüm, gezdim, eğlendim. Hayallerimin peşinde tökezlesem de koşmaya çalıştım. Yıllardır istediğim İspanyolcayı öğrendim, hayallerimin ülkesi İspanya’ya gittim, kız kıza tatil yaptım, dostlarımla sayısız kahkahalar attım, çok okudum, çok yazdım, bir gün basılmasını umut ettiğim kitabıma başladım, kilo verdim, düzenli spor yaptım, bir sürü film izledim, çok araştırdım ve bir de sevdim. Ürkmeden korkmadan sevmeye çalıştım. Kendimi, yaralarımı tamir etmeye çalışıp yeniden güvendim.
Ve şimdi yeni bir yıl daha başlıyor. Çift rakamlı bir yıl evet bu durum beni endişelendirmiyor değil, araf yılları oldu 2010, 2012, 2014 benim için hep. İşte bu yüzden ilk isteğim yeni yıldan, lütfen arafta geçirdiğim bir yıl olmasın. Öyle mi böyle mi, o mu bu mu, tamam mı devam mı, gideyim mi kalayım mı, bitsin mi sürsün mü, gülsem mi ağlasam mı karmaşalarını yaşamayayım, ne olacaksa sürüncemede olmadan gerçekleşsin.
Sağlık, mutluluk ve huzur sanırım son üç yıldır dilek listemin ilk sırasında. İnsan yaş aldıkça mı maddiyattan maneviyata yöneliyor acaba, zira 65 yaş hidayetine ermiş kokulu anneanne tadında dualar ediyorum baksanıza 🙂
Bir dil bir insan derler bilirsiniz, ben şu an iki dili biliyorum sayabilirim kendimi, yeni yılda Almanca öğrenmeye de başlıyorum. Bu sizin için kötü bir haber, zira üç dil üç insan diye düşününce çekeceğiniz var, hazır olun 🙂 Şaka bir yana hedeflerimi ve hayallerimi gerçekleştirebilmek için Allah bana biraz zihin açıklı versin por favor 🙂
Çok okumak ve çok yazmak hep, her zaman istediklerim arasında. 2015’te daha kaliteli okuduğumu düşünüyorum, daha seçici ve daha kendime yönelik… 2016’da da bu devam etsin, yükte hafif pahada ağır olsun okuma listem… Yazayım ve beraberinde okunayım. Gariptir ama yazan insanın en büyük kırbacıdır okunmak… Okundukça yazası anlatası paylaşası gelir, üretir ve bir şeyler katar insanların yaşamlarına. O yüzden 2016 yazmayı ve okunmayı beraberinde getirsin bana.
Artık İstanbul çok yoruyor beni, trafik, kalabalık, keşmekeş, insanlar her şey çok yoruyor ve enerjimi alıyor. Yaşama enerjimi tüketiyor gerçekten. Eskiden bu kadar değil miydi yoksa ben daha tahammülsüz bir insan mı oldum bilemiyorum ama 2016’nın sonunda bu evde oturmak hatta daha fazlası İstanbul’da olmak istemiyorum. Sevmiyorum artık bu şehri, gitmek kurtulmak istiyorum. Beni bu kadar mutsuz, bu kadar aksi bir insana dönüştürmesine, hayatımın kıymetli saatlerini saçma sapan tüketmesine, korkak ürkek ve güvensiz birey haline getirmesine isyan ediyorum. Bir şeyleri değiştirmenin vakti geldi diye düşünüyorum artık, umarım 2016 yılı bu değişikliğe vesile olur.
Ülkemiz için çok kötü bir yıldı 2015, umarım 2016 sadece ve sadece barış getirir Türkiye’ye…
Ha bir de, geçen yıl bir kehanetim vardı; 2015 yılı içinde yakın arkadaşlarımdan biri evlenecek, biri nişanlanacak, biri teklif alacak ve yalnız olanı da sevgili yapacak diye. Yüzüm kara çıkmadı, artık hayatımda olmasa da en yakın arkadaşım evlendi, Zerom nişanlandı, Giz evlilik teklifi aldı, Mel sevgili yaptı. Ben mi? Yerinde saymaya devam 🙂 Ne demişler, terzi kendi söküğünü dikemez 🙂
Gelelim 2016’nın kehanetine; bebek geliyor 🙂 En kuvvetli aday Zero haliyle ama bence 2017’ye girerken bir de ‘buçuğumuz’ olacak. Düğün nişan zaten bilinen şeyler ama bence bir tane de yüzük var. Artık kime bilemem 🙂
İşte böyle… Hoşgeliyorsun 2016… Umut, mutluluk ve huzur getir…
Ocak 2015 |
Şubat 2015 |
Mart 2015 |
Nisan 2015 |
Mayıs 2015 |
Temmuz 2015 |
Ağustos 2015 |
Eylül 2015
|
Aralık 2015 |
2 Yorum Var
Kitabına başlamana çok sevindim. Başlamışsın ya gerisi gelecektir. Gönlünden geçenleri tam olarak bilemem o yüzden güzel gönlünden neler geçiyorsa, senin için hayırlısıysa, yeni yılda gerçekleşmesini diliyorum. Yazılarını okumak çok keyifli, yeni yılda hep mutlu, eğlenceli, bol ülke tanıtım ve fotoğraflarının ayrıca Aziz Yıldırım ile fotoğraflarının da (Aziz Yıldırım' ı seviyordun değil mi, yanlış olmasın da 🙂 ) olduğu yazılar yazmanı diliyorum.. Sevgiyle kal..
2016da sizler için var olmaya çene çalmaya gezip görüp onları anlatmaya devam edicem siz hiç merak etmeyin:) ay aziz yıldırım demiş tontiş yaaa 🙂 aykut kocaman canım benim, aziz yıldırımı salla napim onu allahasen 😀