Ümit etmeyi, umut etmeyi kestiğiniz ya da umut etme yeteneğinizi yitirdiğiniz zamanlarınız oldu mu hiç?
Önünüzdeki belirsizlik bezeli sisin dağılmayacağını, hep kasvetli günler sürdüreceğinizi düşündüğünüz, ‘ne yaparsam yapayım olmuyor’ diye kendinizi suçladığınız günler yaşadınız mı?
İçinizde ‘hayırlısı olsun’ bile demenin gelmediği günler geçirdiniz mi ardı ardına?
Hatta hayırlı, hayırsız ‘yeter ki bir şey olsun’ diye isyan ettiğiniz zamanlar?
Etrafınızdaki herkesin hayatı olağan hızında akarken, sizinkinin askıda kaldığı, bir günün on gün gibi geçtiği, arafa sıkışmış, kapalı bir kutuya tıkılmış gibi hissettiniz mi?
Olumlu düşünmenin kitabını yazabilecekken, olumlu tek düşünce geliştiremediğiniz oldu mu?
Su akıp yolunu buluyor, her şey olacağına varıyor falan tamam ama şu günlerde bu özlü sözler içime hiç su serpmiyor maalesef.
Neden bilmiyorum. Ama kafam hep kötü senaryolar üretiyor, kafamdaki bin tane sorunun hiçbirinin cevabı yok. Kafam bu kadar soru üretebiliyor muydu, onu bile yeni tecrübe ediyorum. Hayır madem böyle bir yeteneğin vardı keşke lise, üniversite döneminde ortaya çıksaydı da daha iyi bir üniversiteye gidip derece yapsaydık.
Beynimde vızıldayan arılar var ve gece gündüz hatta uyurken bile sürekli uçuşuyorlar, uğultulu bir dünya içinde yaşıyorum sanki. Bir kapağı olsa da açsak şu kafa tasını, uçup gitse kafamdaki deli arılar.
Bu durumun bir çaresi var mı? Varsa gözünüzü seveyim bir yol gösterin. Ay ama Allahınız aşkına, ‘her şeyin güzel olacağına inan, mutluluk içimizde’ falan demeyin. İçimde olsa bilmez miyim!
Ha bir de ‘akışına bırak’ da yasak öneriler arasında. Bırakamıyoruz ki Dante’nin Araf’ında sıkışmış gibi volta atıyorum buralarda.
Akmıyor ki anasını sattığımın hayatı, aktı da önüne baraj kurdum ürettiğim elektrikle yüksek gerilim yaratıyorum sanki.
Bana elle tutulur maddelerle gelin, cinnete beş kala ‘moralini yüksek tut, şükret, anı yaşa, atla, hopla, zıpla’ falan sıralarsanız yemin ediyorum iğrenç sesimle Levent Yüksel, Sezen Aksu, Sertap Erener şarkısı falan söyler hepinizi hayattan soğuturum.
Sanırım bu tehdidim işe yarar? Hadi ötün bakalım!
1 Yorum Var
umutsuzluk askıya alınmış kışlık bir paltodur, karşı konulamaz bir dönüşüm isteğidir bana gore. bir caresi yok dönüşümü kalıcılaştirmaktan başka.
umutsuzluk yeniden ve yeniden doğum oncesi sancilaridir!