Bu hayatta kendime koyduğum üç hedef var: Birincisi kitap yazmak, ikincisi Aykut Kocaman’la tanışmak ve üçüncüsü footprint yarışında hatırı sayılır bir rakama erişebilmek… Şimdi böyle üçünü ardı ardına yazıp okuyunca üçü de birbirinden zor göründü gözüme ya neyse…
Bilmeyeniniz kaldı mı bizim footprint yarışımızı? Kaldıysa kısaca özetliyorum ki benim hayat ve seyahat partnerim sevgilim yaşının karesinin üç katının beş eksiği kadar yani 58376362 adet kıta-ülke-eyalet-şehir-köy-kasaba-mezra falan görmüş ve bu gerçekten onun için gurur duyulası bir rakam olsa da benim için gayet sinir bozucu. Hayır yani ben de bu yaşıma kadar binlerce kitap okumuşumdur ve bunu hiçbir zaman gözüne sokmuyorum (TABİİ Kİ SOKUYORUM) Sadece şerefli bir yarışmacı olarak geriden gelip geçebilir miyim hesabı yapıyorum (TABİİ Kİ GEÇEMEYECEĞİM) Hostes olmak için de yaş sınırı varmış diye duydum, gitgide moralim bozuluyor.
İlk iki paragrafı saçmalamama ayırdığıma göre asıl konuya gelebilirim bence. Şimdi canımslar yurtdışına gidince yirmi dört saatin her anını ‘yeni yerler görmeliyim, oturmam hata, buraya yakın neresi var, trenle nerelere gidilebilir, allahım gezmeliyim, yeni yerler, oturma oturma, kalk, yürü’ psikopatlığıyla geçiren bir çift olarak tabii ki İtalya’daki yaz tatilinde de güneş kremi sürüp güneşlenmedik. Sabah ezanıyla uyanıp yakında gidilebilecek yerlere gidip, sonrasında güneşin tadını çıkardık. La Spezia’nın birçok yere gidilebilecek bir ulaşım noktasında olduğundan bahsetmiştim. Bundan yararlanarak bir sabahımızı Portofino’ya bir günümüzü de Porto Venere’ye ayırdık. Açıkçası anlatacak pek de bir şey yok bu iki kasabada.
Porto Venere renkli evler, güzel plajlar, tarihi kale ve sağda solda fütursuzca güneşlenen gençleriyle özetlenebilecek bir kasaba. Gezilecek kısmı taş çatlasın iki saat. Sonrasında bir başka yere geçebilir ya da özel plajlardan birine giderek denize girebilirsiniz. Biz sabah La Spezia’dan Porto Venere’ye giden belediye otobüsüne bindik (Bilet = 5 €/each), yaklaşık 40 dk sonra Porto Venere’de indik, bir saat kadar dolaştık sonra da plajlardan birinde denize girip güneşlendik. Bu kadar. Pek fazla bişe beklemeyin yani 🙂
Portofino’ya gelince… Orası Porto Venere’den de küçük, lüks yatları, efsane pahalı restoranları, kokoş kadınları, polo yakalı tişörtlü göbekli tekne sahibi amcaları, şirin manzarasıyla özetlenir, gezmesi gerçekten bir saatinizi almaz. La Spezia’dan Cenova yönüne giden trene binip Santa Margarita istasyonunda iniyorsunuz, istasyonun önünden kalkan otobüse binip Portofino’nun merkezine ulaşıyorsunuz. Sonrasında oraya ulaşmanız için harcadığınız bir saatin yarısı kadar bir zamanda Portofino’yu gezip ‘Eee şimdi napıcaz’ diye sorarken buluyorsunuz. Portofino’da limanın yanında bir kale varmış, dedik bari oraya çıkalım, çık çık çık tırman tırman tırman, sıcakta imanımız gevredi, kapıya ulaştık, meğer kapalıymış. Tırıs tırıs geri indik. Sonra dedik ki bari Portofino’da denize girelim, check in yaparız, havamız olsun. Plajların birine gittik. Plaja girmemizle çıkmamız 2 dk sürmedi. İki kişi tüm gün sadece giriş ücreti 100 €’ydu… Evet 100!!! Biz tüm tatil boyunca plaja o kadar para vermedik hacı, sadece bir gün avuç içi kadar plajına bu parayı vericem üstüne yeme içme dersen maaşı bırakıp çıkıcam. Oldu canım!! Tabii ki girmedik. Efendi efendi Santa Margarita’ya dönelim dedik ama baktık salak plaja bakalım derken otobüsü kaçırmışız, sonraki otobüsü beklersek de treni kaçırcaz. Ve hayatımızda ilk kez otostop çektik. Evet böbreğimiz çalınabilirdi, evet tecavüz edilip öldürülebilirdik, evet kolumuzu kesip dilendirebilirlerdi, evet Rus mafyasına satıp escort kız yapabilirlerdi ama hiçbiri olmadı tontiş bir amca durdu, biraz pis olsa da bizi arabasına aldı. Şili’liymiş, ingilizce bilmiyordu ama kendisiyle İspanyolca anlaşabildik, sağolsun bizi tren istasyonunun önüne kadar bıraktı. Tontiş amca teşekkürler. Onun sayesinde trene yetiştik, gittik 16 € verip misler gibi Monterosso’da denizimize girdik. Portofino’ymuş… Para tuzağı canım. Açıkçası ‘we couldn’t find love in Portofino’ Love is in Cinque Terre tamam mı kapitalist beachler 🙂
1 Yorum Var
Bảo đuổi theo Hân, vẫn như trước, sức chạy của Hân vẫn không thua kém là bao. Nhưng dù sao Tiếng anh cho người đi làm
Tiếng anh cấp tốc
Luyện thi toeic tại hà nội
Tiếng anh cho người lớn tuổi
Tiếng anh cho người mới bắt đầu
Học tiếng anh tại hà nội
dạy tiếng anh cho doanh nghiệp cậu vẫn là đàn ông nên chỉ một lát, đã có thể đuổi kịp Hân.
– Đứng lại! – Bảo nắm lấy tay Hân kéo mạnh.