Bu yazın ikinci tatilinde kendime okumak için Ahmet Ümit Sultanı Öldürmek’i seçmiştim. Aslında kitabı çıkar çıkmaz almıştım; ilk 100.000’lik baskıdan bir kitap; ama binlerce bekleyen kitap yüzünden sıra bir türlü ona gelmemişti. Dikili tatilimizin doğru zaman olduğuna kanaat getiren ben, şevkle okumaya başladım kitabı… Ahmet Ümit’in her kitabı gibi Sultanı Öldürmek de o kadar sardı ki, kısacık zamanda bitirdim ve hatta yedek kitap almadığım için 2,5 gündür kitapsızım :((
Şimdi okumayanlarınız için kitaptan biraz bahsedeyim:
Kitabımızın kahramanı Müştak Serhazin, bir üniversitede Tarih Profesörü. Fatih Sultan Mehmet’in hayatı, fetih üzerine tezleri, yayınları olan Türkiye’nin sayılı profesörlerinden… Annesinin ölümü sonrası ilkini yaşadığı, sonrasında da iki kez geçirdiği unutma ataklarına sebebiyet veren Psikojenik Füg hastası. Ataklar sırasında yaptığı hiçbir şeyi hatırlamıyor. Kadıköy’de ailesinden kalan konağın yerine yapılan apartmanda yaşıyor. Yıllar önce delilerce sevdiği kendisi gibi başarılı tarih profesörü Nüzhet, bir gün onu terk edip Amerika’ya gidiyor ve Müştak 21 yıl boyunca sevgilisinden nefret etmeye çalışarak bir daha kimseyi sevmediği bir hayat geçiriyor. Bir gün Nüzhet’ten gelen bir telefonla Müştak bir şok yaşıyor. Nüzhet İstanbul’da ve onu yemeğe çağırıyor. İçinde bir umutla daveti kabul eden Müştak, davetin olduğu akşam kendini yeni bir atak geçirmiş olarak Nüzhet’in dairesinin önünde buluyor. Merakla açık olan kapıdan giren profesörümüz, içeride eski sevgilisinin ölüsüyle karşılaşıyor. Korkuyla oradan kaçan Müştak, kendini bu cinayeti çözmeye adıyor; katilin kendisi olabileceği ihtimali olsa bile…
Çok detay vermeden, zaten kitabın arka kapağından da edinebileceğiniz şekilde özetlemeye çalıştım. Bu kitapta da Ahmet Ümit’in vazgeçilmez kahramanları Başkomiser Nevzat, Komiser Ali ve Zeynep yine karşımıza çıkıyor. II. Murad ve oğlu Mehmed Han’ın hayatlarını ve sonrasında gelen Konstantiniyye’nin fethini akıcı bir dille anlatmış Ahmet Ümit… Fetihle ve o devirle ilgili bilmediğim bir çok şey öğrendim sayesinde…
Altı çizilen cümleler;
“Şahane bir aşk, çoğu zaman harcanmış bir hayat demektir.”
“Hayatı ciddiye almayanları, hayat da ciddiye almaz.”
“Yaptığı hatanın bedelini ödemeyen insanlar, toplumumuzun felakete sürüklenmesinin baş müsebbibidirler.”
“Tekrar, hafızanın dostudur. Tekrarla ki, unutkanlığın tekerrür etmesin Müştak.”
“Yüksel, yüksel ki yerin bu değildir / Dünyaya geliş hüner değildir.”
“İnsan en çok sevdiklerine acı çektirir.”
“Beklemeyi bilmek en büyük bilgeliktir.”
“Düş, düş ki yerin bu yer değildir, dünyada yükselmek hüner değildir.”
“Aşk akıl tutulması yaratır insanda, görüşümüzü çarpıtır. Aşık olan kişi, aşık olduğu kişiyi objektif olarak değerlendiremez.”
“İnsan kendini bilmeli… Erdemli olmanın ilk koşulu budur. Erdemli yurttaşlar öncelikle kendilerini kandırmamalı ki toplumu da hayal kırıklığına uğratmasınlar.”
İşte böyle güzel cümlelerin olduğu güzel bir kütüphane kitabı… Ahmet Ümit yine yanıltmadı, hayal kırıklığına uğratmadı. Ayrıca okumayanlar için Patasana ve İstanbul Hatırası’nı da öneririm 🙂
PS: Bomba gibi tatil postlarıyla geliyorum :p
9 Yorum Var
"Tekrar, hafızanın dostudur. Tekrarla ki, unutkanlığın tekerrür etmesin Müştak."
heosi birbirinden önemli cümleler..
bu arada bomba gibi fotoğrafları bekliyorum 🙂
azzzz sonraaaaa :ppp
merakla okumak istediğim kitaplardan biri…hadi bakalım biz srni brkliyoruz
en kısa zamanda oku derim 🙂
cok güzel bir kitap!
ben de severek okudum…Ahmet Ümit klasigi…
aynen canım tam bir ahmet ümit klasiği…
Dehan da yeni bitirdi bu kitabı, benim de okuma sıramda var daha önce hiç Ahmet Ümit okumamış birisi olarak altı çizili cümlelerin iyice heveslendirdi beni okuyacaklarıma karşı 🙂
Canım biliyorsun ben de tatilde okudum ve çok çok beğendim. Merakla, ne olacak, acaba katil kim diye düşünmekten gece geç saatlere kadar okuyup sabah erken kalkıp devam ettim. Beni de yanıltmadı Ahmet Ümit 🙂
Ben okudum hiç güzel degil çok sıkıcı bir kjtap