Dubrovnik’te gecirdigimiz iki günün ardindan erkenden Kotor’a gitmek icin otelimizden ayrildik. Dubrovnik-Kotor arasi otobüsle yaklasik iki bucuk saat, ancak arada sinir gecisi oldugu icin haliyle trafik ve kontrol yüzünden beklemeler yasaniyor ve yol uzuyor.
Otobüs biletlerini internetten alabileceginiz gibi Dubrovnik Otobüs Terminalinden de alabilirsiniz. Buradaki en önemli nokta bileti nereden aldigindan ziyade biletin ciktisinin yani fiziki biletin elinizde olmasi. Zira siniri gecerken otobüs soförü gösteriyor mudur nedir, bizim cikti halinde biletimiz yok diye baya sorun cikardi. Hareket halinde olmasak kesin otobüsten indirirdi. Ingilizce de bilmiyor, dert anlatamiyorsun, kendi dilinde muhtemelen küfrediyordu bize.
Montenegro yani Karadag Türk vatandaslarindan vize istemeyen bir ülke. O sebeple Türkiye’deki tur sirketlerinin de ugrak noktalarindan biri. En bilindik sehirleri Podgorico, Kotor, Budva sanirim. Podgorico’nun turistik olarak bi numarasi var mi emin degilim ama orada havalimani oldugu icin ucakla giden insanlarin Karadag’a ilk adimi attiklari yer. Podgorico’dan Kotor’a ya da Budva’ya yine otobüsle kolayca gidebiliyorsunuz.
Karadag Avrupa Birligi üyesi olmamasina ragmen para birimi olarak euroya gecmis. Fiyatlar Dubrovnik’e kiyasla cok daha uygun. Konaklama icin eski sehir bölgesinde oldukca merkezi bir oteli secmistim, iki kisi bir gece icin kahvalti dahil 50€ ödedim. Otelin adi Rendez Vous, odamizin dördüncü katta olmasi ve otelde asansör olmamasi nedeniyle biraz can siksa da genel olarak memnun kaldik diyebilirim.
Dubrovnik gibi Kotor’un eski sehir kismi da surlarin ardinda kaliyor. MÖ 168 yilinda Romalilar tarafindan insa edilen sehre 535 yilinda kale ve surlari yapilmis. 1002 yilinda Bulgar Imparatorlugu tarafindan ele gecirilen sehir, 1185 yilinda Sirp Kralliginin yönetimi altina girmis. Sirp Kralligindan sonra Macar Imparatorlugu ve Venedik Cumruriyeti arasinda el degistirmis. Osmanli Imparatorlugu tarafindan 1538 ve 1657 yillarinda kusatilmis. 1797 yilindan 1918 yilina kadar Habsburg Imparatorlugu altinda kalan sehir 1918’den sonra Yugoslavya’nin bir parcasi haline gelmis. Sözün özü baya bi el degistirmis bir avuc sehir ve günümüze kadar gelmis.
Kotor’da gezilip görülecek her yer eski sehrin icinde ve yarim güne sigdirilabilecek azlikta. Kotor Otobüs Terminalinden eski sehir bölgesine yürüyerek yaklasik 10 dkda ulasabiliyorsunuz. Eski sehir bölgesi yani surlarin icinde kalan alan basli basina güzel. Dar sokaklara girip dolasmak, meydaninda oturup dondurma yemek ve surlara cikip bir yanda liman bir yanda eski sehiri izleyip yürümek cok güzel.
St. Tryphon Katedrali ve Denizcilik Müzesi görülecek noktalardan birkaci. Sebebini bilmiyorum ama Kotor sehrinin sembolü kedi, o yüzden her yerde ve her seyde kedi figürü görüyorsunuz. Hediyelikcilerin birinde satici kiza neden kedi diye sordum ama kiz ya bilmiyordu ya da gercekten özel bir anlami yok, bilemedim. Sehrin maskotu kedi olunca bir de kedi müzesi varmis ama biz gezmedik. Kedisever biriyseniz aklinizda olsun.
Kotor’un mutlaka görün, görmezseniz ölümü öpün diye önerilen belki de en turistik noktasi dagin tepesindeki Kotor Kalesi. Kaleye cikmak icin baya bi kondisyonlu olmaniz gerekiyor, merdivenler dar, kalabalik ve yol uzun. Sahsen biz cikmadik, hem hava coook sicakti, hem de Muro’nun dizinden rahatsizligi vardi, uzaktan baktik, güzel kaleymis, yapanin ellerine saglik dedik kapattik konuyu. Ama siz merak ediyorsaniz (ya da yürek yediyseniz) 8€ vererek bu sahane deneyimi yasayabilirsiniz. 8€ cokmus diyorsaniz eger, trip advisor’dan birinin önerdigi ücretsiz cikis yolunu da kullanabilirsiniz:
“I would advise people to use the kotor ladder route up, which is found by leaving the old town at the north entrance. Although I have no issues with a fee to maintain the fortress and pathway, 8 euros is excessive, especially considering the trash bags left all over the place.”
Daha önce de söyledigim gibi Kotor, Dubrovnik’e göre daha ucuz. Yeme icme normal düzeyde diyebiliriz. Biz aksam yemegi icin eski sehrin icindeki restoranlardan birini rastgele secip oturduk, gayet de memnun kaldik. Hem fiyatlar hem de lezzeti yerindeydi. Restoranin adini hatirlamiyorum ama dedigim gibi genel olarak mekanlar fiyat ve kalite olarak birbirinin cok benzeri gibi geldi bize. Eger bütceniz kisitliysa ya da restoranda oturmak yerine atistirmak istiyorsaniz, sehrin ana kapisinin hemen disinda, sag tarafta pazar gibi bir sey kuruluyor, meyve sebze balik midye kalamar falan gibi bircok sey satiliyor, ayaküstü bir seyler atistirmak icin birebir. Aklinizda bulunsun.
Kotor’dan sonraki duragimiz Budva. Bakalim orayi begenecek misiniz?
Yorum Yok