Ramazan geldi, sahuruydu iftariydi derken resmen yemek düsünmekten geceleri uyku uyuyamaz oldum. Hadi bir tencere corbayi iki kisi üc günde ictigimiz icin, o konuda pek sikinti yasamiyorum ama ana yemegiydi makarnasi pilaviydi derken Türk mutfaginda da secenekler tükeniyor bir hafta sonra.
Yani belki sizde tükenmiyordur ama ben yaraticiligimi ne kadar zorlarsam zorlayayim on yemekten ötesine gidemiyorum. Bir de Muro öyle pimpiriklidir öyle yemek secer ki kayinvalidemden görmedigim kaynanaligi bazen kendisinden görüyorum. Simdi bunu okuyup yine kizacak bana ama kabul et bazen armudun sapi üzümün cöpü yapabiliyorsun.
Münih’e yerlestim yerleseli kendimi mutfak islerine verdigimi takip edenler bilir. Icimdeki Emine Beder ortaya cikti resmen. Neden böyle oldu bilmiyorum ama birkac tahminim var: Birincisi evimizde firin var ki güzel yemek yapmanin en büyük sartlarindan biridir bence. Eskiden davul firinim vardi, ne ayari ne biseyi vardi! Ya yani vardi daa simdiki gibi degildi. Bir de o zaman yalniz yasiyordum, firinda bir sey pisirsen kim yicek allah askina! Firinin yani sira diger bir etken de yemek yemeyi cok cok sevmem. Yani her saat her dakika yiyebilirim, yemek ayirmam (yemedigim tek sey Murolarin peynir eritmesi olabilir), bak su an bir cümlede üc kez “yemek” kelimesi kullandim diye aciktim biliyor musunuz! Bir de burada Almanlar ac ac! Ev yemegi, pastadir, börektir her seyden bir haberler! Ilk baslarda birkac kez kek falan götürdüm, ay bir sasirdilar bir sevindiler bir övgüler falan. Dedim iyiymis bu, siz böyle methiyeler düzecekseniz ben yapar yapar getiririm size 🙂 Sonuc olarak tepsi tepsi muffin, kek, cookie, pogaca falan pisirip Muro’yla bana birazini ayirdiktan sonra, kalani isyerine götürüp ac Alman doyuruyorum 🙂 Ha bir de niyeyse burada kendimize “Türk kahvaltisinin muhtesemligini tüm ecnebilere göstermeliyiz” seklinde bir misyon edindik kari koca, ne kadar yabanci arkadasimiz varsa kahvaltiya cagirip kus sütü eksik olan kahvalti sofralari sunuyoruz kendilerine. Ay resmen kültür atesesi gibiyiz ya!
Instagram hikayelerimi takip eden cogunlugun bildigi gibi resmen icimdeki Emine Beder’i kesfettim burada. Aksam isten dönünce bir saatte corba, ana yemek, pilav, salata yapmalar; bir sürü insani eve davet ettigim ev partilerinde tüm yiyecekleri hazirlamak, yogurt yapmak, süzme yogurt yapmak, kekini pogacasini pisirmek, firinda makarna, ev yapimi pide falan derken astim kendimi. Ama lütfen yanlis anlamayin, bu insanlik icin kücük bir adim olabilir, eminim sizler benden daha maharetlisinizdir ama benim gibi üsengec bir insan icin kendine mutfakta bir yasam kurmasi ve bunu severek yapmasi göz yasartici bir sey.
Gerci yemek yemegi sevdigim kadar, yapmayi da cok eskiden beri severim. Anniskom ben ortaokuldayken calismaya baslamisti, ben de kardesimle okuldan geldikten sonra aksam yemegini hazirliyordum annem yorgun gelecek yemekle ugrasmasin diye. Yas on iki on üc falan. Taze fasulye, biber dolmasi, patlican oturtma (kiyma alabilmissek eger), bamya, corba cesitleri gibi “ev yemeklerine giris 101” yemeklerinin tümünü o yasta yapmaya baslamistim zaten. Bir de (anniskom özür dilerim) benim annem senelerce calistigindan yemek konusunda kendisini gelistirecek pek zaman bulamadi. Öyle pasta kek falan ugrasacak vakti yoktu. Babam da sagolsun öyle altin günü falan oldugunda parayi basar hazirini alirdi. O yüzden boynuz kulagi gecti, bazi seyleri yillar icinde ben daha iyi yapar oldum. Bir de benim babam önüne ne konsa yiyen bir adamdir. Hicbir zaman “ay ama ben corbanin arkasina mutlaka ana yemek isterim” tarzinda bir adam olmamistir. Yani talep olmayinca annem de arz etmemis olabilir. Ama bende önce anne-baba-kardes doyurmacadan simdi Muro’yu doyurmaca evrildi. Talep sonsuz 🙂
Ay ne gevezelik ediyorum yine dimi? Asil amacim yaptigim bazi yemekleri paylasmakti, cünkü öyle allayim pullayip pazarliyorum ki millet sahane asciyim saniyor. Ama ben genelde basit yemekler pisiriyorum, sunumu yeni gelin evi gibi allayip pulladigim icin herhalde beni bir sey saniyorsunuz siz de.
Neyse en sik yaptigim yemekleri siralayayim. Tarif vermicem! Vereyim mi? Ister misiniz? Isterseniz onu da sonra anlatirim ama herkesin eli, ölcüsü, ayari, damak tadi o kadar farkli ki 7584793646387 denedikten sonra güzel denecek seviyeye ulasiliyor. Edison’un ampulü kesfi gibi.
Corbalar:
Yogurt Corbasi, Tarhana Corbasi, Mercimek Corbasi ve Arpa Sehriye Corbasi dörtlüsünü ceviriyorum sürekli 🙂 Benim favorim arpa sehriye Muro’nunki yogurt corbasi.
Ana Yemek:
Tüm tencere yemekleri, kuru fasulye, nohut, köfte, karniyarik, oturtma, izgara et, tavuk, balik
Yan Yemek:
Tabii ki makarna, pilav, bulgur pilavi, patates ve türevleri
Ana Yemegimsiler:
Firinda makarna (sahane yaparim), kiymali pide (hamurunu bile ben aciyorum), kremali mantarli tavuklu makarna (fettucini alfredo yazayim da havali görünsün :)), hamburger, gnocchi (hazir gnocchiyi suya saliyorum tabii ki :)), manti, pizza (hamurunu ben yapiyorum)
Tatlilar:
Muffin, kurabiye, mozaik pasta, elmali tart ve yilda bir kere yaptigim dillere destan cheese cake 🙂
Simdi listeye baktim da, öyle de bir numarasi yokmus be pisirdiklerimin. Bir de marifet gibi anlatiyorum. Siz kimbilir neler pisiriyorsunuz. Börek mesela, o konuda sifirim 🙁 Ögretsenize bana nasil börek yapicam ben! Yalniz hazir yufka diyenin agzina kürekle vururum. Burada hazir yufka vardi da biz mi almadik (var ama yufka demeye bin sahit bise satiyolar). O yüzden hamurunu falan benim acmam lazim. Ay aman onunla kim ugrasicam simdiii… Üsengeclik tavan su an.
Neyse bol yemekli bir postu da bitireyim böylece. Hayirli iftarlar, afiyet olsunlar size 🙂
1 Yorum Var
Daha ne olsun 🙂 pide harika görünüyor elinize sağlık. Tarifler konusunda Nefis Yemek Tarifleri uygulaması çok iyi. Ordan videolu anlatımlar da bulabilirsiniz.