Gideli tam iki ay oldu, onun üstüne dört ülke dört sehir daha gezdim ama tembelligimin tavan yaptigi bu günlerde bir türlü oturup da Paris yazisini yazamadim. Hayir bir de yillarca “ay ben kendime gezgin diyorum, daha gezginlige giris 101 duraklarindan biri olan Paris’e bile gitmisligim yok, ne zaman gidicem, kiminle gidicem, bu sene de gidemedim” diye herkesin basinin etini yemisligim varken, kendisine neden böyle üvey evlat muamelesi yaptim bilemiyorum.
Evet, ilk kez hacca giden kokulu ananelerimiz gibi bu kiz da otuz sene sonra nihayet Paris’e gidebildi. Isyerinden kizlari kandirip, ucuza ucak bileti bulunca bir hafta sonu kacamagi icin cuma-pazar planlayiverdi. Planladi planlamasina da en azili stalkeri Murphy de pusuda bekliyordu. Neyse baslayalim mi?
Paris’e ne zaman gidilir?
Müsaadenizle bu soruya “Paris’e ne zaman giderseniz gidin ama kasim-nisan arasi gitmeyin” seklinde yanit vermek istiyorum. Ben ettim siz etmeyin! Martin 16`sinda gitmeme ragmen -2 derecelerde seyreden sicaklikta, durmadan yagan yagmur ve kar esliginde hayatimin en donarak gecirdigim seyahatiydi. Burnumdan geldi, ne gördügümü ne gezdigimi anlamadim. O yüzden canlarim gideceksiniz nisandan sonra eylüle kadar ve mümkünse yagmayan bir havada gidin olur mu?
Paris’te Havaalanindan Sehir Merkezine Ulasim
Paris’te biri Orly biri Charles de Guelle olmak üzere iki tane havaalani var. Türk Havayollari Istanbul’dan ucuslarinda Charles de Guella’a iniyor ama Atlas Global ya da Pegasus Orly Havaalanini kullaniyorlar. Biz Münih’ten Lufthansa ile uctugumuz icin Charles de Guelle’e indik ve oradan sehir merkezine gidebilmek icin 12 Euroya tren bileti almaniz (evet servet!!11!!!) gerekiyor. Ama önce havaalaninin C terminalinden RER C adi verilen trene biniyorsunuz, terminal B’ye geciyorsunuz. Sonrasinda RER B’ye binerek (12 Euroluk bilet tam da bunun icin) sehir merkezine (artik oteliniz neredeyse oraya) gidiyorsunuz. 10.30€ verdiginiz bu bileti atmayin, gün boyu kullanabilirsiniz metroda ulasiminizda.
Paris’te Konaklama
Dünyanin en cok turist alan sehirlerinden biri olmasi nedeniyle konaklama icin cok secenek var ama aci gercek su ki cooook P A H A L I !!!!! Hele de merkeze yakin (merkezden kastim Eiffel Tower, Champs Elysees, Notre Dame vs) bir yer ararsaniz bittiniz! Belki siz daha ucuzunu bulursunuz ama iki gece üc kisi icin 300€ verdigimiz, Eiffel’e on dakika yürüme mesafesinde olan otelimi siddetle öneririm. Kisibasi gecelik 50€ Paris’in merkezi sayilan, metroya dört dakika yürüme mesafesindeki otel icin bence efso! Neyse ben buraya koyayim daaa siz bilirsiniz yine de :p AU Pacific Hotel
Paris’te Ulasim
Paris cok cok büyük bir sehir. Sanirim yürüyerek gezilemeyecek yani gezerseniz biraz kastiracak bir sehir. Bazi turistik noktalar birbirine yakin ancak bazilari arasinda metroyla bile duraklar ve aktarmalar var. O yüzden maalesef metro kullanacak, bilete para vereceksiniz. Lanet olsun! 3€’ya tek kullanimlik metro bileti alabileceginiz gibi 12€ vererek günlük bilet alabilirsiniz. Seyahatlerde sehir ici ulasima verilen paraya ici yanan bir insan olarak ben bile bilet alin diyorsam alin arkadaslar! Ayrica Paris metrosunda turnike sistemi (maalesef!) var ve kart okutmadan “ay ben söyle bir arkadasa bakip cikacaktim” seklinde kacak bineyim olayi yok! God damn it!
Neyse biletinizi aldiniz, diger ihtiyaciniz bir metro haritasi! Eger internetiniz varsa google maps ile rota cizip gideceginiz metro istasyonunu, bineceginiz hatti, aktarma noktalarini kolayca görebilirsiniz ama internetiniz yoksa bir haritaya ihtiyaciniz var ki kendisi tam da B U R A D A efendim 🙂 Bu haritadan da göreceginiz gibi o kadar cok hat ve durak var ki bazen gideceginiz yeri cözmeye calisirken Da Vinci’nin Sifresine kafa patlatan Robert Langdon gibi hissedebilirsiniz kendinizi 🙂
Paris’te Gezilecek Yerler
Simdi ben kim köpek de burada oturup Paris’i yedi kez tavaf etmis sizlere “Paris’te siriliri gizmidin dinmiyin” diyecek degilim, o yüzden söyle bir özet gececegim 🙂
Eiffel Kulesi
1887-1889 yillari arasinda Fransiz Devriminin 100. yil kutlamalari icin Gustave Eiffel firmasi tarafindan insa edilen Eiffel Kulesi 300 metre yüksekliginde. 3.000 işçinin 26 ay boyunca 18.038 adet demir parçayı 2,5 milyon perçinle bir araya getirerek yaptigi Demir Leydi lakapli kule icin ilk önceleri 20 senelik izin alinmis yani 1909’da yikilmasi gerekiyormus ama kule iletisim icin uygun yükseklige ulastigindan ve yeni yüzyilda Atlantik ötesi haberlesmeye imkan tanimasi sebebiyle kalmasina izin verilmis.
Kule ziyaret edilebilir iki kisimdan olusuyor. Birincisi 2.kat olarak anilan 16€ vererek ulasabileceginiz kulenin orta balkonu. Digeri ise kulenin tepesi, 25€ vererek ikinci kattaki diger bir asansorle ulasabileceginiz zirveden manzara muhtesem. Yani muhtesemdir herhalde cünkü ben cikmadim, cikamadim. Eger cikmaya niyetiniz varsa biletleri B U R A D A N online ve seyahatinizden en az bir hafta önce alin. Cünkü resmen karaborsa! Bedava gibi kapis kapis gitmisti ben kontrol ettigimde. O yüzden tepesine cikamayinca sagindan solundan altindan kenarindan kisacasi göründügü her yerden fotografini cekmekle yetindim ben de.
Louvre Müzesi
Mona Lisacigimiza ev sahipligi yapan tam bir gününüzü alabilecek Paris’in en meshur ve en büyük müzelerinden biri Louvre. Mona Lisa kapali cerceveler ardinda ve kendisiyle selfie cekinmek isteyen turistler tarafindan bloke edilmis durumda olsa da müze Paris’te “must see” noktalardan biri. Ama ben müzeci bir insan olmadigim icin gezmedim. Ama bittabi Louvre Piramidinin önünde fotografimizi cektik. Cahil kolpa gezgin is loading 🙂
Arc de Triomphe
Zafer Taki Napolyon Bonapart’in basinin altindan cikan bir eser. Kendisi 1800lerin basinda Austerlitz savasinda galip gelen Fransiz askerlerine “Evinize zafer taklarinin altindan gecerek döneceksiniz” demis. Sonra bakmis askerler savasi kazanmis, o da “hay allah simdi hic isimiz yok bi de tak insa edicez, aldik mi basimiza is! Ah Napolyon böyle düsüncesiz sözler verme bir daha” diye söylene söylene 36 yilda insa ettirmis. Artik adamcagiza nasil koymussa dört sene sonra da ölmüs ve cenazesi Zafer Takinin altindan gecirilmis. Bu da böyle tarihi bir anekdot iste. Zafer Taki’yi da görün yani.
Champs Elysees
Burasi bildigimiz Sanzelize gencler. Fransizcada her kelimede oldugu gibi bu güzel caddenin adinda da yazilanla okunanlar arasinda daglar kadar fark var. Champs Elysees Concorde meydanindan baslayip Zafer Takiya kadar uzanan 1950 metrelik Paris’in en havali, en bilindik, en alisveris, en popi caddesi. Kisin diger caddelerden pek de bir farki yok gibi hissetseniz de yazin bence cok keyiflidir.
Notre Dame Katedrali
Paris Piskoposluguna ev sahipligi yapan gotik tarzda insa edilen ilk katedral olan Notre Dame Katedrali, Ille de Cite bölgesinde Seine Nehri kiyisinda yer aliyor. Mimarisi (en azindan disaridan gördügüm kadariyla) sahane. Ben zaten katedral asigi bir insan olarak Notre Dame’i cok sevdim. Ayrica Victor Hugo, katedralin bakimini yaptirabilmek amaciyla halkin farkindaligini artirmak ve gelir elde etmek icin Notre Dame’in Kamburu romanini yazmis ve katedralin restore edilmesinde büyük rol oynamis. Ne varsa okuyanda yazanda var zaten 🙂
Sacre Cour Bazilikasi – Montmartre Tepesi
Montmartre tepesinde yani Paris’in en yüksek rakiminda yer alan Sacre Cour Basilikasi 23 Temmuz 1874 tarihinde, Fransa-Prusya Savaşı sırasında hayatlarını kaybeden Fransızlar anısına, Fransız Ulusal Meclisinin sunduğu bir kânun ile inşa edilmis. Basilika cok heybetli. Ayrica Amelie filminde Amelie’nin sik sik gidip Paris’e tepeden baktigi yer de Sacre Cour basilikasinin bahcesi.
Montmartre tepesi ise Sacre Cour Basilikasini icine alan mahallenin adi. Tam bir pinterest mahallesi. Her cafe her köse her agac her kaldirim tasi mi güzel olur ya! En sevdigim yerlerden biri oldu Paris’te.
Seni Seviyorum Duvari – Le Mur Des Je T’aime
Üzerinde her dilde Seni Seviyorum yazan seramik bir duvar var. Lokasyon tam olarak B U R A S I ama Sacre Cour Basilikasindan sonra yaklasik on dakika yürüyerek ulasabileceginiz bir mesafede. Buradaki olay kendi dilinizde seni seviyorum’u bulup onu göstererek poz vermek 🙂 Sonrasinda mission completed 🙂
Paris’te gezecek daha cok cok yer var ama ben hem zamansizliktan hem de afedersiniz hayvan gibi soguk olmasindan mütevellit sadece yukarida saydiklarimi gezebildim. Avcum kadar lapa seklinde yagan karin altinda semsiye tutan elimiz dona dona ancak bu kadar oldu maalesef 🙁 Ama söz verdim bir kez daha (bu sefer yaz mevsiminde) gidecegim Paris’e. Ay ben bunu saymam sekerim 🙂
Son olarak;
- Paris’te kahvalti icin kruvasan kahve yiyeceksiniz, fazlasi konusunda pek bi beklentiniz olmasin. Ayrica Paris’tesiniz, azicik Parisien olun lüpletin kruvasanlari canim ne olacak!
- Creme Bruelle yiyin, bence overrated bir tatli kendisi, ben pek sevmem ama Paris’e gitmisken tabii ki tattim. Hemen her kafe ya da restoranda var, kalabaliksaniz bir tane alip paylasabilirsiniz (fakirliq mode on :))
- Makaron niyeyse öve öve bitirilemiyor. Hele su meshur Laduree önünde kuyruk falan var (Laduree Champs Elysees caddesi üzerinde bu arada). Belki ben sevmedigimden, belki popiligine olan karsitligim yüzünden (tabii biraz da pahaliydi) orada yemedim. Ama bir baska pastaneden (evet bildiginiz mahalle pastanesinden) alip yedik. Makaron iste, abartmayin.
- Before Sunrise – Before Sunset – Before Midnight serisini izlemis miydiniz? Eger izlediyseniz serinin ikinci filmi Before Sunset Paris’te gecer, kahramanlarimiz Jesse ve Celine dokuz sene önce Viyana’da tanismalarinin ardindan Paris’te Jesse’in kitabinin imza gününde yeniden bulusur. Iste bu imza gününün yapildigi kitapci gercekten de var olan, Notre Dame Kilisesinin hemen yaninda Shakespeare and Company isimli bir dükkan. Mutlaka gidin ziyaret edin! Cok cok güzel bir kitapci.
- Sicak cikolata icin bir yerlerde mutlaka (Buraya kalp göz bebekleri ikonu hayal edin :))
- Nutellali krep yemezseniz darilirim. Bildigimiz nutellali krep ama Paris’te olup 10-15€ verince insan farkli bir sey yiyormus saniyor kendini.
- Iki gün boyunca asiri sekerli beslenmeden kusacak hale geleceksiniz inanin. Biz en son havaalaninda Turist Ömer Uzayda filmindeki tuz canavari gibi “tuuuz tuzzz” diye yakariyorduk. Sonraki bir hafta agzima tatli sürmedim.
- Metroda akerdeon calan, keman calan, flüt calan bir sürü kisiyle karsilacaksiniz. Calarlarken iyi güzel egleniyorsunuz da sonra bahsis icin tepenizde bitiyorlar. Bir de onlar calarken story falan cektiyseniz bahsis vermeden adamdan kurtulmaniz imkansiz.
Yorum Yok