Aslinda yazinin basligi bu olmayacakti ama az önce ögrendim ki Leipzig kelimesi Islav dilindeki “lipsk” kelimesinden geliyormus ve anlami ihlamur agaclarinin bulundugu yer demekmis. Yani Almanya’nin Saksonya eyaletinin güzel sehri Leipzig’in isminin böyle güzel bir anlami varmis.
Saksonya eyaletinin 500.000’i askin nüfusuyla en büyük ikinci sehri olan Leipzig, hem Dogu Almanya – Bati Almanya zamanlarinda hem de iki Almanya’nin birlesmesinden sonra Alman tarihi icin büyük öneme sahip. II. Dünya Savaşı süresince Leipzig’de bulunan Alman savaş teçhizatı fabrikalarında Nazi istilasından sonra toplanan köle işçiyi fabrikalarında calismis. II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru müttefiklerin hava bombardıman akınlari Leipzig’e büyük zararlara yol açmış. Ama Dresden şehrine yapılan bombardıman akınları gibi şehrin merkezinin tümünü tahrip eden yangın bombaları atilmadigi icin bombardıman zayiatı çok şiddetli olmakla beraber şehrin ortasını ancak bölük pörçük tahrip etmiş. Nisan 1945 sonlarında müttefik kara orduları Leipzig’e doğru yönelmiş, 18 Nişan ‘da Amerikan “2. Piyade Tümeni” ve “69. Piyade Tümeni” şehre girmeyi başarmis ve çok şiddetli bir şehir içi çarpışmalarından oluşan Nazi direnmesiyle karşılaştıktan sonra şehri ellerine geçirmis. Temmuz 1945’de Amerikan orduları daha önceden tespit edilmiş bulunan Amerikan-Rus orduları işgal sınır çizgisi anlaşmalarına uyarak Leipzig’den çekilmis ve Kızıl Ordu birlikleri şehri işgal etmis. Bundan sonra Leipzig Soviet Rusya’nın kurmuş olduğu Almanya Demotratik Cumhuriyeti’nin en önemli şehirlerinden biri olmus. 20. yüzyılın ortalarında Leipzig Fuarı doğu-batı ticareti için çok önem kazanmis. Şehrin güneyinde, Uluslar Muharebesi Anıtı civarında yapılanan Leipzig fuar binalarında organize edilen çeşitli fuarlar Doğu Avrupa’da kurulan ve Doğu Almanya‘nın baş üyesi olduğu Começon ülkeleri ekonomik bloğu ile yapılan ticaret müzakereleri ve ticaret kontratlarının yapılması için baş ticaret merkezi olmus. 1983’de başlayan barış hareketinin merkezlerinden biri olan Leipzig’de Ekim 1989’da St Nicolas Kilisesi’deki akşam ayinde yapılan barış dualarından sonra Alamya’da Doğu Alman rejimine en ciddi kütle protestolarina Pazartesi günü başlamış ve bu protestolar ülkeye yayılarak Doğu Almanya’nın sona ermesine yol açmış.
Tarihsel olarak dolu dolu olan Leipzig’e gitmeye karar verirseniz eger Türk Hava Yollarinin direkt ucusu var, hatta yaziya koymak icin sorguladigimda haftaya haftasonu cumartesi gidis pazar dönüs 146 euro bilet vardi. Yani bilemiyorum, dogrudan Leipzig’e gitme gibi bir isteginiz olur mu ama belki bizim gibi Dresden, Leipzig ve hatta Prag üclüsünü bir arada yapabilirsiniz.
Haritayi acip bakarsaniz bu üc sehir asagidan yukariya siralanmis gibi, yani sizin yerinizde olsam Prag’a ucar orayi ezdikten sonra Dresden’e gecer, sonrasinda da Leipzig’e gecer ve dönüs ucagimi da Leipzig’den alirdim. Siz bunu bir düsünün 🙂
Leipzig’de nerede kalinir derseniz, biz airbnb’den tuttugumuz bir evde (sehir merkezine arabayla 7-8 dk mesafede olan) kaldik, Noel döneminde gittigimiz icin normalden bir tik daha pahaliydi, yaklasik 75 € ödemistik bir gece icin. Eger otel tercih ederseniz ve araba olmayacaksa sehir merkezinde konaklamaniz daha mantikli. Leipzig Old Town yazip aratirsaniz görülecek yerlere yürüme mesafesindeki otellerde konaklayabilirsiniz.
Leipzig’de gezilecek yer sayisi Dresden’e göre daha az ve genelde ayni bölgede toplanmis, sadece Uluslar Savasi Aniti biraz sehir disinda ama o da yaklasik 15-20 dk mesafede yani saatler harcatacak bir durumu yok.
St. Nicholas Kilisesi & St Thomas Kilisesi
Sehrin merkezinde birbirine bes dakika yürüme mesafesinde olan bu iki kilise büyük öneme sahip. 1496’da tamamlanan St. Thomas Kilisesi, Johann Sebastian Bach’ın (evet bildigimiz Bach’in) bestelerini çaldığı ve ölene dek 27 yil boyunca koro yönetmeni olarak calistigi kilise ve siki durun ölümünden sonra Bach bu kilisenin mezarlığına gömülmüs. Ayrica Martin Luther de bu kilisede vaaz vermis.
1165 yılında inşa edilen zarif St. Nicholas Kilisesi, sehrin en eski ve en büyük kilisesi olup hem Romanesk, gotik ve barok mimari bileşenlerle tasarlanmış.
St. Thomas Church: Thomaskirchhof 18, Leipzig, Germany, ///St. Nicholas Church: Nikolaikirchhof 3, Leipzig, Germany
Auerbach’s Keller
Leipzig ile önemli bağlantıları olan tek Alman tarihi figürleri Bach ve Martin Luther değildi. Leipzig Üniversitesi’nde okuduğu dönemde Goethe, sehrin en eski ikinci restorani olan Auerbach’s Cellar’da takilmayi severmis. 1438 yılından beri hizmet veren Auerbach’s Keller su an sehrin en cok turist ceken noktalarindan biri.
Mädler Passage, Grimmaische Str. 2-4, Leipzig, Germany
MarktPlatz
Leipzig Marktplatz (Market Meydanı) eski şehir merkezindedir. Alani yaklasik bir hektar olan bu meydanda konserler ya da pazarlar düzenleniyor ve etrafinda çeşitli mağazalar ve restoranlar bulunuyor. Sehrin meydani olmasi sebebiyle Leipzig’in Noel pazarı burada kuruluyor ve genellikle Avrupa’nın en güzellerinden biri olarak kabul ediliyor. Noelde gitmemize ragmen pazarlarin kapandigi günü Leipzig’de gecirdigimiz icin maalesef gercekten ne kadar güzel onu göremedik. Marktplatzda 16. yüzyıla kadar uzanan eski belediye binası da bulunuyor ve bu bina içinde Leipzig’in geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinebileceginiz bir de müze var, aklinizda bulunsun. Ayrica bu meydanda ALEX adinda restoran bar tarzinda bir mekan var, biz hem aksam yemegi yedik hem de kahvalti yaptik, siddetle tavsiye ederim.
Leipzig Hayvanat Bahcesi
Leipzig Hayvanat Bahçesi, sehrin ortasinda yagmur ormaninda hissetmenizi saglayacak büyük bir alan. 27 hektar araziye yayılmış olup 850’den fazla farklı türün ev sahipliği yapan hayvanat bahçesi, şempanzeler, bonobolar, goriller, orangutanlar ve daha pek çok farklı primatın yaşadığı Pongoland da dahil olmak üzere birçok özelliği ile ünlüdür. Dünyanın en büyük kapalı yağmur ormanı atriyumu burada da bulunabilir ve konuklar Afrika, Güney Amerika ve Asya’dan gelen hayvanlara ilişkin birçok sey keşfedebilirler. Ayrica dünyanin en eski canlilarini kesfedebileceginiz bir volkanik tüneli de yine Leipzig Hayvanat Bahcesinde görebilirsiniz. Biz gitmedik, ama özellikle cocuklu aileyseniz degisik bir aktivite olacaktir. Yetiskinler icin 17€ olan giris, cocuklar icin de 10€. BURADAN detayli bilgi bakabilirsiniz.
Monuments of Battle of the Nations (Uluslar Savasi Aniti)
1813’teki Almanya-Fransasavasinda Napolyon’un aldığı büyük yenilgiyi anmak için yapılan bu devasa anıt, savasin 100. yıldönümü olan 1913 yılında tamamlanmış. Aynı zamanda Avrupa’nın da en büyüğü olan anıt tam 91 metre uzunluğunda ve asansör + 500 merdiven birlesimiyle tepesine cikip Leipzig sehir manzarasini görebileceginiz de bir yer. Ha Leipzig manzarasinda da bir olay da yok, yani anitin kendisini görmek icin icine girebilirsiniz ama manzara diye ölmenize gerek yok. Bu anit II. Dünya Savasi sirasinda Hitler’in de popi mekanlarindan biriymis ve bircok stratejik toplantisini burada yapmis. Anita giris kisibasi 8 €, giristen sonra kademe kademe yukariya kadar cikiyorsunuz, arada da sunumlar ya da filmler izliyorsunuz. Ben bu aniti cok cok sevdim, gitmenize kesinlikle degecek bir yer.
Str. des 18. Oktober 100, Leipzig, Germany
Leipzig Hautpbahnhof
Turistik bir nokta degil ama Leipzig merkez tren istasyonu binasini hem dis görünümüyle hem de icindeki AVM tarzi magazalariyla gercekten cok güzel. Özellikle tatil gününde (yani pazar günü ya da resmi tatil günlerinde) Leipzig’de zaman gecirecekseniz, hauptbahnofa gidip hem her seyi bulabilirsiniz hem de yemek yiyip kahve icip vakit gecirebilirsiniz.
Umarim Leipzig yazim hosunuza gitmistir ve size gezmeniz gereken yerler hakkinda biraz olsun fikir vermistir. Ben Almanya’yi kesfe devam edecegim, takipte kalin olur mu?
Yorum Yok