Hep gezi postu hep seyahat plani paylasma dediniz, bize kitap lazim dediniz, cok geziyorsun anladik da cok okuyan da bilirdi hani dediniz; ve siz istediniz ben yazdim 🙂 Iste ne okuyorum, ne zaman okuyorum, kitap okuma rutinim gibi genis bir yaziya hosgeldiniz.
Beni taniyanlar tabii ki biliyor ki, benim kitap okumadigim bir dönem yok. Gercekten yok, kendimi bildim bileli her an yanimda bir kitap, kütüphanemde de okunmayi bekleyen onlarcasi vardir. Kütüphanem demisken Istanbul’da sahane kütüphanem vardi, gözüm gibi bakiyordum kitaplarima; ama maalesef buraya tasinirken hepsini kolilere doldurup annemlerim bodrumuna tasimak zorunda kaldim. Buraya da yani Almanya’ya da sadece o dönem henüz okumadigim on tane kitabi falan getirebildim.
Bence bir evde kitap yoksa, kitaplarin bulundugu ufacik bir alan dahi yoksa o ev ölü bir evdir bana kalirsa! Kitap okumayan insan konusuna zaten hic girmiyorum. Neden kitap okumaz ki insanlar sahi? Garip… Neyse ne diyordum, kitaplarim olmadan gelince buraya ciplak gibi hissettim uzun süre. Zaten Almanya’da Türkce kitap-roman bulmak da sikinti.
Kindle kurtaricim olmustu o dönem, internetten buldugum yüzlerce e-kitaptan okumadigim ya da okudugum ama tekrar okumayi istedigim kitaplari okudum uzun bir süre. Sebebi de neydi biliyor musunuz? Buraya tasinirken getirdigim on kitap bitmesin istiyordum, o yüzden bir basili kitap üc e-book gibi bir rutin olusturdum. Evet kitap okumayi algoritmik bir olaya dönüstüren bir manyagim 🙂
Almanya’daki on aylik hayatim boyunca kah ben Türkiye’ye gittigimde kah Türkiye’den gelecek arkadaslarla bol bol kitap getirttim. Evet millet kiyafet, yiyecek, icecek falan getirirken Türkiye’den ben sapik gibi kitap tasiyor ya da tasitiyorum. Simdiden üc kücük raf kütüphanem oldu bile, ben resmen mutlu 🙂
Ne zamanlar kitap okuyorsun, rutinin ne diye sormustu bir takipcim. Ben öyle filmlerdeki gibi geceleri yatmadan önce okumuyorum mesela kitap, daha dogrusu okumak isterim de baya baya kucagimda kitap salya akita akita uyuyakaldigim icin artik denemiyorum. Türkiye’deyken servisle is-ev arasi uzay yolculugu gibi uzun sürdügü icin o süreyi kitap okumakla degerlendirince hatri sayilir bir ortalamaya ulasiyordum. Zira en az bir saat gidis bir saat dönüs olunca haftada bazen iki kitap bitirebiliyordum, haftasonlari ya da evde hic okumadan. Ama buraya tasininca is-ev arasi tren yolculugum 16-17 dk sürüyor yani toplamda elli sayfa falan okuyabiliyorum, öyle olunca da kitap okuma hizimda düsüs oldu ve 2017 yilinda sadece 55 kitap okuyabildim.
Bir de tabii Almanca effect var hayatimda, bazen Almanca kitaplar okuyorum, ödev yapiyorum, duolingo cözüyorum derken sevgili kitaplarimdan ayri kalabiliyorum mecburen. Günler biraz daha uzun olabilir mi lütfen? Bazen yapmak istediklerimi yetistiremiyorum ya 🙁
Bir de burada kütüphaneye üye oldum, senelik 20 euro, sehirdeki merkez kütüphane dahil farkli yerlerdeki yedi sekiz kütüphaneden kitap, dergi, film ödünc alabiliyorum. Ama itiraf edeyim maalesef hala kütüphaneye gidip de bir kitap alamadim. Subat ayi hedeflerimden biri, yapicam gercekten inaniyorum.
Türkler olarak kitap okumayan milletiz, bu bir gercek maalesef. Hemen sidik yarisi moduna girmek istemem ama Türkiye’de metroda ya da toplu tasimada insanlar (oturmayi basarabilen sansli kesimden bahsediyorum) genelde telefonlarini karistirip oyun falan oynuyorlar. Buradaysa her sabah ve her aksam gözlemledigim bir sey var ki insanlar okuyor, yas cinsiyet millet fark etmeden toplu tasimada vagonun yarisindan fazlasi kitap okuyor. Kitap okumuyorsa gazete okuyor ya da trende ücretsiz verilen brosürleri okuyor. O kadar güzel bir sey ki bu, umarim günün birinde bizim ülkemiz icin de gerceklesir bu görüntü.
Bir de size bir sey soracagim, ben okudugum kitaplarin konularini bir süre sonra (genelde dört bes yil sonra) unutuyorum, eskiden böyle degildi ama yas aldikca böyle olmaya basladi. Gecenlerde Dan Brown’in Ihanet Noktasi kitabini okudum, ikinci kez… En son ilk ciktigi dönem 2010-2011 civarinda okumus ve cidden cok cok begenmistim. Ikinci kez okumamda resmen hikayeyi sifirdan kesfettim, hic mi bir sey hatirlamaz insan, Alzheimer olmus gibi hissettim, karakterler, hikaye her sey yepyeniydi. Bir yandan güzel tabii ama neden unutuyorum ki, size de oluyor mu? Lütfen oluyor deyin, yoksa kendimi acil servise aticam asiri doz unutkanlik var bende diye.
Okudugum kitaplari bile unutan bir insan olarak son alti yildir bir excel dosyasinda okudugum kitaplari, yazarlarini, begenip begenmememe göre verdigim puanlari vs tutuyorum. Yil yil okudugum kitaplarin yani sira (basili olarak) sahip oldugum kitaplarin tümünü OKUNDU/OKUNMADI bilgisiyle birlikte tuttugum sayfalar var bu excelde. Mesela toplamda 390 tane basili kitabim var, son bes yilda da yaklasik 350 kitap okumusum, ortalama puanim 4,2 gibi gibi istatistiklerim var kendimce. Geriye dönüp hatirlamak ya da önereceginiz zaman hatirlayabilmek adina güzel bir yöntem, tavsiye ederim.
Cok daldan dala bir yazi oldu bu di mi? Kafam cok daginik diye, anlatacak cok sey var diye, kitap hakkinda yazmayi özlemisim diye belki de… Ama söz bundan sonra güzel bir dagilim yapicam postlarimda, sonra özlüyorsunuz üzülüyorum 🙂
1 Yorum Var
[…] da sevdigim 10 kitabi paylasayim istiyorum simdi de. Eger bir önceki yaziyi merak ediyorsaniz BURADAN ulasabilirsiniz […]