Biliyorsunuz, mali mülkü satip Angela Merkel`in himayesine siginali bes ay oluyor. Bilmeyenler icin de kisaca özetliyim: Efendim benim herif bundan tam iki yil önce bi gün geldi, ben Münih`te is buldum gidiyorum dedi ve gitti. Ben de napiyim benim yanim erimin yani dedim, dedim ama öyle kariyerimi isimi gücümü de höt diye birakip gidemeyecegimden bir bucuk yil bir yandan is aradim, bir yandan almanca ögrendim, skype yaparken agzimdan salyalar akarak uyukladim, uzak mesafe iliskisini dibine kadar yasadim falan derken is buldum da geldim Muro`nun yanina.
Bes ay olmus, inanabiliyor musunuz? Ben sahsen inanamiyorum, bir yanim sanki uzun zamandir buradaymisim gibi hissederken bir yanim da sanki dün gelmisim gibi ürkek. Ama öyle ya da böyle bir sekilde düzene oturttugum bir hayat kurdum burada da kendime. Simdi zaten cogunuz beni instagramdan (Allah razi olsun!) takip ediyorsunuz (etmiyorsaniz yaziklar olsun, al bari simdi et: @hamidetekin), haliyle paylasimlarimdan az cok fikir yürütebiliyorsunuz `yeni`hayatimin nasil gittigini.
Öyle olmali zira hemen her gün “alismis gördüm seni” minvalinde mesajlar aliyorum sizlerden. Hayir kurulu düzenini, sekiz yillik isini, aileni, arkadaslarini, ülkeni geride birakip dünyanin en nemrut insanlarinin yasadigi ülkeye yerlesmeye alisma kriterinizin börek pisirmek, parkta kitap okumak olmasi ilginc ama neyse sorgulamiyorum. Sonucta evet, burada da börek yapabiliyorum bin sükür (ya yapamasaydim! duyduguma göre Merkel Türkiye`den buraya geldikten en gec iki ay sonraya kadar firininda hamurisi pisirmeyeni bu göcmen Almanya`ya alisamadi diyerek sinirdisi ediyormus!!11!!!!) ve inanir misiniz markete gidip alisveris bile yapabiliyorum tek basima, bu demektir ki alistim 🙂
Neyse baslik konumuza geri dönersek evet icimde kalmis yillarca bastirilmis ev kadini resmen buraya gelmemi bekliyormus. Istanbul`dayken haftanin bes günü aksam yemegi olarak yogurt ve muz yiyen insan olarak buraya geldikten sonra kiymali pide yaptim!! Bak kiymali pide diyorum, hamurunu icini falan ben hazirladim, bildigin citir citir pide pisirdim, sonra da firinin basina cöküp agladim “tanrim (buraya gelince allahim demiyoruz, sadece gott ya da tanri :D) ne oluyor bana, un un, canim beyaz istiyor” diye krize girdim 🙂
Sadece pideyle kalsa iyiydi, gecen hafta sonu berry tarlalarina gidip ahududu, bögürtlen falan toplamistik, insan gibi eve gel yika ye di mi? Yok! Ben naptim? Oturdum recel yaptim, hem de iki cesit… Hayatimda (bak whole my life diyorum) hic yapmadigim bir seydi, zaten bu tarihi ani belgelemek icin annemi görüntülü aradim, bir yandan recellerimi karistirirken bir yandan da “biz almanlar var recelini kendi yapmak, hausgemacht” diye calim sattim 🙂 Tabii annem sok! Tamam bin sükür, elimden cok is gelir, cocukken annem calistigi icin kucuk yasta yemek yapmayi, temizligi, camasiri, ütüyü falan ögrenmistim, üstüne sekiz sene yalniz yasayinca master degreeye sahibim ama tabii recel gibi oscarlik bir performans beklemiyordu kadincagiz.
Bitti mi? Tabii ki bitmedi… Haftasonu makarna kesmeye karar verdim, yani önce acicam, sonra kesicem! Annemden tarif ögrendim, birkac internet sitesinden de püf noktalarini kaptim mi tamamdir! Asil yogurdu henüz denemedim, onu da kendim yaparsam Muro sagligina ve ev ekonomisine katkim icin plaket falan verir bence bana…
Almanya sinirlarinda yasamaya baslayinca tavan yapan ev kadini hormonlarimin yetenegi sadece mutfakla sinirli kalsa iyiydi ama kalmadi! Bilimum örgü, kendin yap isleri, kutu kaplama, dikis nakisa falan da dadandim. Gerci yine kücüklügümde `yazlari bos durmasin diye sabahlari kuran kursuna gönderilip ögleden sonra da arkadaslariyla örgü ören kiz cocugu`modeli oldugumdan dantelden yatak oda örtüsü takimi örmüslügüm var, hala sandikta duruyor, öyle prof bi is cikarmistim o yasta. Eee danteli yapabilen tig isini falan heraldee yaniiiii… Ama tabi icimdeki bastirilmis Derya Baykal`in burada doruklara ulastigini su diyalog sanirim net olarak aciklar.
(Hamide, telefonla Muroyu arar, telefon calar calar calar Muro acmaz)
(Hamide kendi kendine söylenir yine duymadi diye, neyse sonra Muro geri arar)
M: Efendim canim aramissin?
H: Evet bebegim aradim, napiyosun iyi misin?
M: Iyiyim canim, calisiyorum. Noldu? (sadede gel manasinda)
H: Yaa hani ekimde benim dogum günüm var ya….
M: Eeee?
H: Onun icin simdiden hediye almak ister misin? Ekim geldiginde bise istemicem söz!
M: Ne istiyosun?
H: DIKIS MAKINESI
M: …………………………………………………..
Evet dün Muro`yu arayip, amazon`da buldugum singer dikis makinesini alalim diye tutturdum. Sakinligi elden birakmadan “napicaksin dikis makinesini” diye sorusuna “ya lazim yaaa” diye bes yasinda kiz cocugu gibi cevap vermek yerine ona dikis dikerek para kazanabilecegimizi, diy`lar yaparak zengin olabilecegimizi söyleseydim belki o an ikna olur alirdi bana dikis makinesini ama maalesef… En azindan okula giden cocugunu `takdir alirsan bisiklet aliriz`diye oyalayan ebeveyn gibi önümüzdeki ay bakariz dedi 🙂
Yukaridaki örneklerle gördügünüz ve storylerden detaylarina kadar hakim oldugunuz gibi bildiginiz ev hanimina baglamis durumdayim. Benim sikayetim yok, Muro dersen (dikis makinesi disinda) hayallerinin hayatini yasiyor, adam bir bucuk yil hemen her gün pizza tükettikten sonra bi kadin gelmis, börekler cörekler mantilar ve hatta KIYMALI PIDEler yapiyor, mis… Ama neden simdi diye sorarsaniz…
Sevgili okurlarim, burada o kadar cok zamanim var ve bir o kadar kimsem yok ki… Ilkini sizi kiskandirmak icin ikincisini de kendimi acindirmak icin söylemiyorum yanlis anlasilmasin! Evet cok zamanim var, cünkü 17:40`ta isten ciktigimda 18:15`te evde oluyorum (Istanbulda 18:30`da servise biniyor 20:00`de evde oluyordum), spora gitsem yürüyüs yapsam ya da ne bileyim gidip uyusam bile aksamlari bana Istanbul`da kalan zamanimdan fazla zaman kaliyor burada. Ve evet yalnizim, orada haftada en az iki aksam arkadaslarimla plan yaparken burada iki haftada bir insanlarla plan yaparsak kendimi sansli sayiyorum. Ee hal böyle olunca yani Istanbul`a nazaran iki saat fazlam olup, oraya göre bir hayli yalniz olunca insan kendini oyalayacak bir seylere veriyor. Ev isi, mutfak. el isi falan da benim oyalanma yöntemlerim.
Hicbirimiz 5 inchlik telefon ekranlarinda sergiledigimiz o kusursuz hayati yasamiyoruz, hepimizin (evet en mükemmel görünenimizin bile) sorunlari, sikintilari var. Kimimizin saglikla, kimimizin ailesiyle, kimimizin parayla, kimimizin esiyle, kimimizin arkadaslariyla, bazilarimizin patronlariyla, bazilarimizin yaptiklari islerle, bazilarimizin okuldaki dersleriyle basi dertte ve hepimiz kendi yolumuzu bulmaya ya da yolumuzu acmaya calisiyoruz.
Bana her gün “tam zamaninda gittin, buralar cok bozuldu” mesajlari geliyor. Evet gittim ama ben hicbir zaman bu ülkeden gitmeliyim insani olmadim, gidis sebebim en basinda da söyledigim gibi tamamen sevdigim adamla birlikte olabilmekti, yani eger Muro sizin tabirinizle `modern, medeni, yasanilasi`ülke olan Almanya yerine Afrika`ya, Zimbabwe`ye ya da Hindistan`a gitseydi “pardon cnm ya oranin kosullari kötü, ben gelemem, en iyisi ayrilalim” demez nereye gittiyse pesinden oraya da giderdim. Evet sansliyim sectigi sehir güzel, evet sansliyim ben de gönlüme göre is bulabildim ama ülkeden kacmadim, “gidisat cok kötü” deyip anilarimi, sevdiklerimi, isimi, ailemi geride birakmadim. Yapan arkadaslara saygim sonsuz, herkesin motivasyonu farklidir ama mesajlarinizda yazdiginiz gibi ben “tam zamaninda” gitmedim, “tam adamina” asik oldum 🙂
6 Yorum Var
Ne güzel işte, farklı yönlerini ve becerilerini keşfetmiş oldun. Ben de evde vakit geçiremiyorum hatta açıkçası evdeyken düşünceler beni boğuyor, dışarıda unutuyorum kendimi. Herkes bir uğraş buluyor kendine bir şekilde. Neye elini atsan onu az da olsa yapabilmek kimbilir nasıl mutlu etmiştir seni. Merak etme, herkes, hepimiz yalnızız. Ve emin ol kalabalık içinde yalnız olmak daha ķötü..
ya canim benim ne haklisin aslinda 🙂 hepimiz yalniziz ve yalnizligimizda kendimizi daha cok kesfediyoruz
Hamide bak ben aldım o dikiş makinesini, yatıyor evde şimdi? Benim 2.5 sene önceki halimsin adeta??
Ayy cidden mi? Ay kullanmiyorsan bana satmaya ne dersin 🙂
Almanya da nasıl iş buldunuz bilgi verirseniz çok sevinirim. Ben 20 yıllık tecrübeme rağmen (çok sayıda Alman şirketinde de ingilizce konuşuluyor) hiçbir iş imkanı çıkmadı Almanya dan. Eşinizin de nasıl gittiğini öğrenmek isterim sakıncası yoksa.
Almanya`da is bulma sürecimle ilgili detayli bir yazi yazmistim, blogun üstünde Yurtdisinda Yeni Hayat basligina tiklarsaniz orada is arama ve bulma sürecim ve ayrica sonrasinda mülakat tecrübelerim yer aliyor.