Futbola olan ilgimden olacak Hirvatistan bu zamana kadar benim icin milli takimindan ibaret bir yerdi, bilmiyorum belki de ülke olarak siklikla turnuvalarda eslesmemizden ötürüdür Hirvatistan milli takimi ülkesinden daha bilindikti benim icin 🙂 Ben de bu cahilligime son vermek adina Ljubljana`ya gitmisken yakinindaki Hirvatistan`a da gidip baskent Zagreb`i bir göreyim istedim. Bu arada son zamanlarda artan yorumlar dogrultusunda yeri gelmisken aciklayayim, bu saeyahatlere tek basina ciktim, muro burada degildi ve burada olsa bile her iki yeri de daha önceden görmüstü. Bu yüzden ben o yokken onun gördügü yerlere görmek Adina buralara tek basima gittim ve kendi paramla! Son zamanlarda ne kadar artti seyahat eden bloggerlar icin “koca parasi yiyorsun” yorumu… Tanidigim hicbir `gercek`seyahat tutkunu hatun koca parasi yemiyor. Herkes maasli calisan ve inanin herkes ucuz ucak bileti ya da ucuz konaklama kovaliyor. Inanin gezmek icin cok paraya ihtiyaciniz yok!
Neyse Zagreb diyordum, BU yazimda anlattigim Ljubljana`na gezimden sonra kesemizin dostu Flixbus`a binerek iki saatlik mesafedeki Zagreb`e yaklasik bes saat sonra varabildim! Yok anam trafik sebebiyle degil! Eger Hirvatistan`a karayoluyla geciyorsaniz sinirda siki bir pasaport kontrolünden geciyorsunuz ve bu iki ülke de turistik bir ülke oldugundan yüzlerce turist tasiyan onlarca turist otobüsü sirada bekliyor! Allahim cidden o arac kuyrugunda yaklasik üc saat beklemek kabus gibiydi. Ben bu durumla ilgili hicbir yerde hicbir yazi okumadim tabii ki sebebi Zagreb`e gidenlerin bircogunun ya ucakla dogrudan ya da karayoluyla özel araclariyla gidiyor olmalari. Eger araba kiraladiysaniz elbette sinirda siz de bekliyorsunuz ama otobüs yolculari kadar degil cünkü otobüsler icin ayri bir line var ve diger tüm linelardan özel araclar geciyor. Neyse bu paragrafi da Zagreb`e benim gibi karayoluyla ve otobüsle gidecek sanssiz azinlik icindi iste 🙂 Ama Istanbul`dan ucaginiza binip kral gibi de gelebilirsiniz burada, o da bi secenek 🙂
Zagreb`e normalde aksam 6`da varmam gerekirken ancak 9`da varabildim ve otobüs terminalinde inince anladim ki otelimle terminal arasi baya uzak 🙁 Anladim diyorum cünkü gitmeden once google mapsle haritadan isaretlemistim ve sadece yürüyerek 26 dk mesafedeydi! Tabii ben bu hesaplamayi yaparken otobüs terminalinin sehrin icinde olmadigi gercegini hesaba katmamisim. Gece karanliginda Hirvat dilinde yazilmis tabelalari ve tramvay hattini cözmeye calistim ve tabii ki cözemeyerek yanlis tarafa giden tramvaya bindim. Otobüs terminalinin önünde tramvay duragi var ve sehir merkezine giden tramvaylar (Jelacice`ye giden tarafa binmeniz gerek) bu duraktan geciyor. Bileti kac paradir hic bilmiyorum zira giderken de gelirken de bilet almadan bindim, birincisi bileti nereden alacagima dair hicbir fikrim yoktu ikincisi de elimde euro vardi ama euroyu kunaya cevirecek herhangi bir döviz bürosu göremedim. Aslinda otobüs terminalinde varmis da esenler otogarina benzeyen terminalin ic kisimlarina pek de girmek istemedigimi itiraf etmeliyim. Bu arada Hirvatistan 1 Temmuz 2013`te Avrupa Birligine üye olmasina ragmen euro kullanmiyor, para birimleri KUNA ve 1 € yaklasik 7 kuna ediyor
Zagreb`de bir gece konakladim ve otelimi her zamanki gibi booking.com üzerinden buldum (Türkiye`den girilemiyor degil mi hala :() B&B Cool Zagreb gercekten cok merkezi ve özellikle yalniz gezginler icin cok uygun bir otel. Normalde aksam 10`da resepsiyon kapaniyormus, bana kacta gelecegimi sormuslardi ben de marjli olarak 9 gibi gelirim demistim ama maalesef sinirdaki kuyruk rezaletinden ve yanlis yöne giden tramvaya binmem yüzünden dedim otele yetisemicem ve sokakta kalicam kesin! Otele vardigimda saat 10`u geciyordu ve Ivana (sorumlu personel) hala beni bekliyordu. O kadar ilgiliydi ki bana gidebilecegim yerleri anlatti, mutfakta istedigimi yiyip icebilecegimi gösterdi, odalari ve anahtarlari anlatti (birden fazla anahtarla giriliyordu otele alttaki demir kapi icin ayri, giris kat icin ayri, apartman kapisi icin ayri ve oda icin ayri anahtar vardi ve cidden siniflandirma sistemleri müthisti. Her kapinin resminin oldugu magnet seklinde anahtarlik yaptirip anahtarlari bunlara gecirmisler dolayisiyla hangi anahtar hangi kapinindi diye sürekli denemek yorunda kalmiyorsunuz)
Otele cantami biraktiktan sonra acligimi gidermek icin kendimi hemen disari attim! Eksisözlükten ve bloglarda cok övülen Nokturna`ya gittim. Tkalciceva caddesindeki Nokturna hem geleneksel yemekler hem de cok guzel italyan yemekleri yapiyor, buranin en meshur ama fiyatlari da bir o kadar uygun restorani kendisi. Ben risotto yiyip bi kadeh sarap ictim ve sadece 48 kuna ödedim yani yaklasik 7 euro!! Evet Hirvatistan`in en sevdigim yanlarindan biri oldukca ucuz bir sehir olmasi! Ertesi gün bozdurdugum 10 euroyla neredeyse her yeri gezdim ve her seyi yedim! Resmen cilginlik 🙂
Yemegimin ardindan otele dönüp deliksiz bir uyku cektim ve sabah erkenden uyanip sehri kesfetmek üzere kendimi tekrar sokaklara attim. Normalde Avrupa`da pazarlari acik yer bulmaniz imkansiza yakinken burasi cok canli ve pazar günleri de bircok magazasi acik bir sehir. Aksam dörtteki otobüsle dönecegim icin günü verimli kilmak adina once Jelacica meydanini, Dolac`da kurulan pazari, sonrasinda katedrali(Cathedral of the Assumption of the Blessed Virgin Mary – Katedrala Marijina Uznesenja), ST marks kilisesini (St. Mark’s Church -Crkva Svetog Marka), tas geciti(Stone gate – Kamenita Vrata), Kirik Kalpler müzesini (Museum of broken relationships) ve Ilici ile Tkalciceva caddelerini gezdim. Görmeniz gereken neredeyse her yeri asagidaki haritada isaretledim. Benim gidemedigim ama insanlarin öve öve bitiremedigi Mirogoj mezarligina da vaktiniz olursa gidin bence. Dediklerine göre bi mezarlik icin fazla güzel bir yermis.
Dolac Market
Dolac meydanina kurulan market 1926`da beri kuruluyormus ve hemen her seyin tazesinin satildigi bir pazar. Pazarin bir kismi et/balik kismi, bir kismi hediyelik esya ve ev esyasi kismi, bir kisminda cicek pazari ve klasik meyve sebze tezgahlariyla dolu ve fiyatlar da oldukca uygun.
Bakire Meryem Katedrali
Bircok kez hasara maruz kalan ve bircok kez restore edilen bu gotik katedral oldukca görkemli. Ama yazik basina gelmeyen de kalmamis depremler, yanginlar, savaslar darken perti cikmis zavallinin ve aslindan pek cok sey kaybetmis. Ama hala pazar ayinlerinin yapildigi ve insanlarin ibadet ettigi bir yer! Ben pazar günü tam da ayin vaktinde gittim, farkli bir dinin ibadetine tanik olmak farkli bi deneyimdi gercekten.
St. Marks Kilisesi
Bu kilisenin digerlerinden tek ve en guzel farki bence catisindaki seramiklerle yapilmis motifler. Dalmacya, Slovenya ve Hirvatistan ülkelerinin amblemlerinin yer aldigi bu cati bu yapiyi bambaska bir hale getirmis.
Tas Gecit
Eski sehir bolgesinde (Gornji Grad) yer alan bes gecitten tek saglam kalan gecit burasi. Aslinda pek de bir numarasi yok, bir sokakla diger sokagi bagliyor günümüzde ama rivayete göre 1731`de bombalanan bu bölgeden hasar almadan ayakta kalan tek yapi buymus, hasar almamasinin sebebi de icinde yer alan Hz. Isa ve Meryem resim ve heykelleri. Su anda hemen herkes orada gecerken ikisinin de ruhuna fatiha okuyarak geciyorlar 🙂
Kula Lotrscak
Burasi sehri tepeden görebileceginiz bir nokta. St Marks Kilisesinin hemen solunda kalan bu alandan Zagreb`e tepeden bakabilirsiniz 🙂 Ayrica gördügüm en güzel graffiti de yine buradaydi.
Kirik Kalpler Müzesi
Burasi icin kesinlikle ayri bir yazi yazacagim cünkü gördügüm en en en original müze kendileri. Biten iliskilerin ardinda kalan esya, obje, hatiralarin sergilendigi bu müzeye giris ve detaylari BURADAN edinebilirsiniz. Dedigim gibi yakin zamanda detayli bir yazi hazirlicam bu güzel yer icin.
Füniküler Hatti
Dünyanin en kisa rayli hatlarindan biri Zagreb`de, yaklasik 50 sn sürüyor yolculuk ve eger formunuzdaysaniz inanin hatin yanindaki merdivenleri kullanarak fünikülerden daha kisa sürede varabilirsiniz tepeye 🙂
Ilica Caddesi
Burasi Zagreb`in Istiklal caddesi! 5,6 km uzunlugunda oldukca uzun ve cokca magaza ve restoran barindiran bir cadde. Yolunuz mutlaka düser, hic meraklanmayin 🙂
Trg Bana Jelacice Meydani
Her Avrupa sehrinde oldugu gibi Zagreb`de de genisce bir meydan var sehrin merkezinde ve buranin tam ortasinda da ata binen bir dayi. Josip Jelacic denen bir beyefendinin ata binerkenki halinin aktarildigi bir heykel bu.
Zagreb`de ne yenilir ne icilir kismina gelince bircok yere göre bence secenegi fazla olan bir sehir. Öncelikle hamur isi rocks! Cilgin gibi ekmek, burek (bizdeki börekle cok benzer bir hamur) ve kurabiyeler yapiyorlar. Her köse basinda Pakerna denilen bu pastanelerden görebilir ve bircok sey alip tadabilirsiniz. Cidden cok ucuz 🙂 Ben bir torba börek ve türevlerinden aldim (evet gözüm dönmüstü) ve 20 kuna falan ödedim sanirim yani yaklasik 3 euro 🙂 Ayrica buranin en meshur tatlisi KREMSNITA. Allahim gitmeden once o kadar okudum ki övgüleri, günümün yarisini bunu yiyebilecegim bir yer arayarak gecirdim diyebilirim. Aslinda Vincek Slasticarnica adinda buranin en iyi Kremsnitasini yapan bir pastane varmis ama pazar olmasindan mütevellit kapaliydi. Ben de sora sora bagdat bulunur hesabi birden fazla yere sorarak Jelacica meydanina cok yakin bir sokakta Millenium isimli pastaneye gittim ve bir dilim kremsnita aldim (6,5 krondu yani yaklasik 1 €). Ve evet eger basima bir sey gelmeyecekse söylüyorum: Sevmedim! Safii krema ve ne sekerli ne sekersiz arada bi krema. Bin kaloriyi bence bosuna aldim ama olsun denemeden dönersem cok üzülürdüm. O yüzden siz bana bakmayin ve eger firsatiniz olursa Vincek`te tadin bu tatliyi.
Ivana (Oteldeki kizcagiz) Tkalciceva`da ev yapimi biralari olan bir mekan önermisti. Tkalciceva bizdeki Asmalimescit`e benzeyen, disarida masalarin atildigi mekanlari olan ve genellikle genclerin takildigi bir cadde. Burada pek cok mekan gercekten cok güzel görünüyordu. Geceleri bazi mekanlarda müzik de oluyor ve bircok genc sokakta dans ediyordu. Iste bu caddede Meli Medo diye bir mekan var burada Black Queen isimli koyu biralarindan icmemi tavsiye etmisti bana. Ben de Zagreb`den ayrilmama yarim saat kala gittim ve bi 33lük Black Queen söyledim. Normalde koyu bira sevmem (biliyorsunuz biz Bavyeralilar hep Weissbier iceriz :)) ama black queen gercekten icimi cok kolay bir koyu bira. Ben de tavsiye ederim size. 33lügün fiyati 17 krondu (2,5 € civari) ve menüdeki Hirvatca adi Griskav Jestica
Birami da ictikten sonra Jelacice`den gecen 6 nolu tramvaya binerek otobüs terminaline gittim ve Flixbusima binip yaklasik sekiz saatlik yolculuktan sonra evime geri döndüm.
Zagreb de Ljubljana da gercekten cok güzel ve modern sehirler. Ister günübirlik isterseniz haftasonu icin gidebilirsiniz ikisine de. Hirvatistan ayrica Adriatik denizine kiyisi olan bi ülke ve deniz tatili yapabileceginiz cok güzel kiyilari ve koylari var. Zadar, Sibenik, Rijeka gibi sehirlere gidip deniz tatili de yapabilirsiniz.
4 Yorum Var
Zagreb benim de gördüklerim arasında en sevdiğim şehirlerden. Split’den tren ile Zagreb’e ve oradan da tren ile Lj’a geçmiştim. Tren saatleri pasaport kontrolü de dahil, planlandığı şekilde idi. Belki de Eylül ayında, Zagreb’de mont havasının başlamış olmasından olabilir. Deniz turizmi için de Hırvatistan’ı öneririm. Özellikle adaları, hem yakınlığı hem de ekonomik olarak da daha uygunluğu ile İtalyalyanların gözdesi.
Güzel bir yazı olmuş. Seyahatname okur gibi okudum vallahi. Ellerinize sağlık. Syg.
kasaba görmek isteyenler buyursun gitsin..tam bir kasaba ..görülcek onlarca alternatif arasında ennnnnnn son sırada
o kadar da kötü degil yahu 🙂