Yeni bir ülkede yeni bir hayat kurduysaniz eger karsiniza cikacak sorunlardan biri de uzun bir süre arkadassiz, dostsuz yani yalniz kalmak… Maalesef belli bir yastan sonra arkadas edinmek eskisi kadar kolay olmadigi gibi hele de seninle ayni dili konusamayan birine sevincini ya da üzüntünü tam olarak aktarabilmen mümkün degil. Hal böyle olunca yani yalniz kalinca insan kendi kendine zaman gecirebilmeyi ögrenmek zorunda kaliyor. Almanya`ya yerlesme maceram sonrasi beni de burada yalnizlik bekliyordu, zira tüm arkadaslarim ailem geride kalmisti, sansliydim tabi yine de, Muro buradaydi ama o da aylar öncesinden planladigimiz Türkiye seyahatine gitmek durumunda kalinca ben yaklasik yirmi günü burada yalniz gecirmek durumunda kaldim. Sekiz yila yakin Istanbul`da yalniz yasayinca tabii ki bircok insana göre yalnizligi cok daha iyi idare edebiliyorum, hatta itiraf edeyim bazen yalniz olmaktan hoslaniyorum, ama yine de eskiden bir adim ötende oldugunu bildigin insanlarin kmlerce uzakta olmasi alismasi zor bir yokluk.
Simdi diyorsunuz ki acaba bu kiz bu girizgahtan sonra yazisini nasil “Regensburg Gezi Rehberine” cevirecek, bekleyin ve görün. Evet tek bir tane bile arkadasimin olmadigi yaban ellerde özellikle bari yeni yerler görerek ve kesfederek kendime katkida bulunmak istedigimden cogu is basa düstü deyip günübirlik geziler planladim. Evet tek basima… Daha once Bakirköy Carsisina gitmek disinda tek basina evden cikmaya üsenen ben taktim sirtima cantami ve düstüm Regensburg yoluna.
Neden Regensburg sorunuza sofistike bir yanit vermek isterdim ama acikcasi hem bileti ucuz hem de mesafe kisa diye sectim. Tavsiye eder miyim, neden olmasin ama tabii ki Türkiye`den kalkip da sadece Regensburg`a gelmeyin böyle dedik diye, en fazla yarim gününüzü harcayacaksiniz modern Kütahya ya da minyatür Bursa kilikli bu sehre.
Regensburg`a nasil gidilir diye soruyorsaniz, tercih edebileceginiz yollardan biri araba kiralamak ama bana kalirsa sadece Regensburg icin o masrafa girmeye degmez o yuzden tren ya da otobüsle gitmeyi tercih edebilirsiniz (Tabii Türkiye`den de otobüse binip gelmeye kalkmayin sakin :)) Münih, Stuttgart, Nürnberg gibi Alman sehirlerine yakin olan Regensburg`a bu sehirlerden kolaylikla gidebilirsiniz.
Mesela Münih`ten günübirlik Regensburg`a ulasimi giris dönüs sadece 10 €`ya mal edebilirsiniz. Flixbus denen Almanya`nin Kamil Kocu bunu mümkün kiliyor evet 🙂 Diger bir secenek de tren olmakla birlikte nedense tren biletlerinin pahali olmasi sebebiyle pek de önermiyorum acikcasi. Ama tabii para sizin zaman sizin istediginizi yaparsiniz diye düsünerek tren biletine iliskin bilgileri de koyacagim.
2006`dan beri UNESCO`nun Dünya Mirasi Listesinde yer alan Regensburg, Danube ve Regen nehirlerinin kesisim noktasina kurulmus Bavyera eyaletinin dördüncü büyük sehri. Tas Devrinden beri yerlesim yeri olarak benimsenmis bu sehir tarihin her noktasinda yer almis gibi adeta. Tas Devrinden, Milattan sonraki ilk caglardan ya da 11-12 yylardan bircok iz ve eser tasiyor su anda.
Sehirde gezilecek tüm turistik noktalar Eski Sehir bölgesinde toplanmis durumda. Trenden/otobüsten indikten sonra istasyonu arkaniza alip karsiya gecip yaklasik 10 dk dümdüz yürürseniz Regensburg`un gothic katedrali Dom`a variyorsunuz. Dom Katedrali gercekten digger bütün gothic katedraller gibi cok görkemli ya da ben katedral fetisi oldum bilmiyorum ama görünce kendimden geciyorum cidden. Katedralin ici de en az disi kadar görkemli, vitraylari, Aziz figürleri ve alt katinda yer alan mezar odasiyla bir ibadethaneden cok bir müzeyi geziyorsunuz izlenimi ediniyorsunuz.
Sehrin merkezi klasik Avrupa sehirleri merkezleri gibi, sirin, hareketli ve renkli… Sokaklarla alisveris yapan insanlar bir yanda ögle yemegini yiyip Bavyera biralarini icenler diger yanda cidden huzurlu bir hali var. Regensburg`da tek bir alisveris caddesi yok, genel olarak eski sehrin merkezine yayilmis dükkanlardan büyük Alman sehirlerine göre cok daha uygun fiyata alisveris yapabilirsiniz.
Regensburg`un ortasindan nehir gectigine göre meshur bir köprüsü olmali diye düsünüyorsaniz tabii ki yanilmiyorsunuz. Evet, Regensburg`da Prag`daki Charles Köprüsünü andiran Steinerne Brükce (Stone Bridge) yani Tas Köprü var. 1135 -1146 yillari arasinda insa edilen bu köprü o zamandan beri ayakta ve kullanimda. Gerci su an bir kismi tadilatta ama köprünün üzerinde yürüyüp fotograf cekebilirsiniz. Nehir üzerinde yayalar icin yapilmis bir köprüye gelen turistler hemen kilitleri asmislar ve orasi da bir nevi kilitler köprüsüne dönüsüvermis.
Yine her nehirli sehir gibi Regensburg`da da nehirde bot turlari yapiliyor. Tas köprüye cok yakin bir noktada yolcu alip birakan bot turlariyla ilgili detay bilgileri ve ücretleri BURADA bulabilirsiniz. Ayrica biletlerini 8 €`ya turist infodan alabileceginiz 45 dakikalik city-bus otobüs turlari da bulunuyor.
Regensburg`a gitmeden once sehirde gezilecek yerleri arastirirken sehrin resmi sitesinde gayet güzel ve aciklayici hazirlanmis turist information sitesine denk geldim. Cidden cok guzel hazirlanmis BU sitede sehirdeki tarihi yapilara, görülecek yerlere, yeme-icme mekanlarina dair her türlü detay bilgi mevcut. Isini iyi yapan sehirlere ve belediyelere gercekten hayranlik duyuyorum.
Ögleden once 11de vardigim Regensburg`dan 15`teki otobüsle ayriliyorum. Bir Bavyera sehrini daha (ustelik tek basima) gezmis olmanin verdigi tatli yorgunlukla istikametim Münih… Sirada da Slovenya ve Hirvatistan gezileri var 🙂
Yorum Yok