Simdi size cok sasiracaginiz bir sey söyleyecegim: Almanya`da Romantik Yol (Romantische Strasse) olarak adlandirilan bir rota var. Eee bunun nesine sasiralim diyorsaniz, yahu Almanya ve romantic kelimeleri yanyana gelmis diyorum size, sizce de cok mucizevi bir sey degil mi 🙂
Evet Almanya`nin güneyinden baslayip kuzeye dogru cikan ve üzerinde bircok ziyaret edilesi kasaba ve sehir barindiran asagida gördügünüz rotanin adi Romantik Yol. Yol üzerindeki her noktaya ugramak istemeniz halinde en az üc gününüzü ayirmaniz gereken ama bizim gibi iclerinden secip bir günde de gezebileceginiz Romantik Yol, güneyde Füssen`den baslayip kuzeyde Würzburg`da sonlaniyor. Haritada da görebileceginiz üzere oldukca kalabalik ve görülecek cok nokta barindiran bu yola kuzeyden baslamak isterseniz Istanbul`dan Frankfurt`a ucabilirsiniz. Sonrasinda araba kiralayarak yukaridan asagiya rotayi izleyerek gezinizi Münih`te sonlandirabilir yani dönüs ucaginizi Münih cikisli alabilirsiniz. Ayni sekilde tam tersini yapmaniz da mümkün, tamamen size ve ucak biletlerinin fiyatina kalmis bir sey 🙂
Biz Münih`ten cikarak sirasiyla Augsburg, Donauwörth, Nördlingen, Dinkelsbühl ve son olarak Rothenburg`a kadar gidip sonrasinda geri döndük. Sabah 9 gibi yola cikip aksam yine 9 gibi dönmüstük. Dönüste Ingolstadt`a ugrayip kücük bir de alisveris kacamagi sigdirmayi bile basardik. Ama hep söylerim biz Muro`yla cok tezcanli insanlariz, ne yavas yavas gezebiliriz ne yavas yavas yiyebiliriz ne de keyif ickilerimizi yavas yavas yudumlayabiliriz. Hal böyle olunca gittigimiz yerleri de hep hedef odakli gezer, görülecek yerleri görür, fotograflarimizi ceker, tekrar yola cikariz. Bu sebeple belki daha normal ve yavas gezen kisiler bizim rotamizi bir güne sigdiramayabilirler.
AUGSBURG
Ilk duragimiz Münih`ten 1 saatlik mesafede olan Augsburg. Acikcasi Augsburg`u ziyaret amacim Fuggerei adindaki dünyanin ilk sosyal konutlari olan mahalleyi görmek… Zira fotograflari ve hakkinda yazilan yazilar o kadar merak uyandiriyor ki Muro`nun daha once gezdigi bu yere benim zorumla bir kez daha geliyoruz. Ama maalesef mevsimi yanlis secmisiz zira bahara erisememis Alman iklimi henüz Fuggerei`yi renklendirip canlandirmamis yani gezmemiz cok da mantikli degil. O yüzden süklüm püklüm ayriliyoruz oradan. Ama bahar gelip havalar iyice isininca tekrar gidicem sirf Fuggerei gezmek icin. (Merak edenler icin detayli bilgi: FUGGEREI)
Fuggerei`yi gezemeyince cok da ilgimi cekmeyen St. Maria Katedralini geziyoruz, bir de renkli renkli evlerin bulundugu Maximilian caddesini. Acikcasi klasik bir Alman sehri olan Augsburg`u cok da sevdigim söylenemez. Artik Fuggerei`i gezdikten sonra tekrar paylasirim kendisiyle ilgili görüslerimi 🙂
DONAUWÖRTH
Augsburg`dan sonar ikinci duragimiz Danouwörth`e dogru yola cikiyoruz. Romantik yolun da tek kötü yani gittigimiz yerlerin isimlerinin pek bir zor olmasi. Hatta günün sonunda birbirimize “ya yemek yedigimiz köyün adi neydi, ilk gittigimiz yer neresiydi” gibi sorular soruyorduk. Allahtan telefonlarin cekilen fotograflara konum atamasi gibi bir özelligi var da fotograf üzerinden dogruyu bulduk cogu kez 🙂
Neyse Donauwörth ismini Donabu (Donau) ve Wörnitz nehirlerinin birlestigi noktada bulunmasi sebebiyle bu nehirlerden almis. Iki nehrin birlestigi yerde bir balikci mahallesi ve etrafinda bircok restoran var (biz gitmedik). Diger romantic yol kasabalarina göre nispeten daha sakin bir yer olan Donauwörth`ün en islek caddesi (ayni zamanda o renkli evlerin bulundugu) Reichsstrasse. Bu cadde üzerinde de yine kafeler ve alisveris magazalari bulunuyor. Paskalya döneminde gittigimiz icin bircok dükkan ve caddenin büyük kismi paskalya tavsanlari ve yumurtalariyla süslenmisti, zaten rengarenk olan kasaba iyice renklenmisti.
NÖRDLINGEN
Simdiki duragimiz Nördlingen. Bana kalirsa Nördlingen rota üzerindeki en güzel yerlerden birisi. Bunun nedeni bence gitmeden once okudugum hikayesi. Nördlingen dünyaya 15 milyon yil once düsen meteorun olusturdugu krater üzerine kurulmus bir sehir. Aman ne var ki diyebilirsiniz ama Nasa aya gidecek Apollo 14`ün astronotlarini ilk olarak bu kraterde egitmis. Sehirde meteorun carpmasini, sonrasinda ortaya cikan kraterin anlatildigi ve fosillerle göktaslarinin sergilendigi Reiskrater Müzesi bulunuyor. Müzenin bir kismini macerali bir sekilde gezdik ama onu bu yazida degil bir baska yazida detayli olarak anlatmayi düsünüyorum.
Hikayesinin disinda Nördlingen sirin bir sehir. Ortacagda sehri korumak adina etrafi surlarla cevrilmis olan sehrin eski sehir kismi surlarin icinde kaliyor ve görülmesi gereken yerlerin tümü zaten burada. Sehrin merkezinde bulunan St Georgekirsche gotik ve tabii ki görkemli bir yapi. Kilisede bulunan Daniel Kulesi`ne normalde ücretsiz cikilabiliyormus ama sansimiza tadilatta olan kule ziyarete kapaliydi. Nördlingen`e vardigimizda saat ögleni buldugundan ve aciktigimizdan cumartesi günü sehrin meydanina kurulan pazaryerini gezip sonra meydanda bulunan La Fontana isimli italyan restorana attic. Bu restorani Nördlingen`le ilgili arastirma yaparken bir baska blogda okumustum ve dunyayigezmek.com blogunun sahibinin söyledigi kadar cesitli menüye sahip olan ve cok lezzetli yiyecekler barindirdigini bir kez de kendimiz deneyimlemis olduk. O yüzden sizlere tavsiyem Nördlingen`e giderseniz La Fontana`da mutlaka bir pizza yiyin.
Tam Nördlingen`den ayrilmak icin arabamiza yöneldigimiz sirada St Georgekirsche`nin arkasina saklanmis bir hazine kesfettik. Cicek ve otlardan büyük bir kalp yapip önüne de bi bank koymuslar ki fotograf cekinmezsem gözüm acik giderdi.
DINKELSBÜHL
Evlerinin rengine ölürüm Dinkelsbühl diye sarkilar yazabilecegimiz bu kasaba dört tarafi surlarla cevrili, ücgen catili klasik Bavyera evleriyle beyeli güzel bir yer. Ama simdi düsünüyorum da bizim gittigimiz tarihte havanin günesli olmasi ve baharin hafiften hissedilmeye baslamasi sebebiyle buralar bana cok güzel görünmüs olabilir. Belki de kisin gitsem o kadar da begenmeyebilirdim zira fotograftaki renklerin guzelligi tepemizdeki günesin sayesindeydi. Neyse gittigimiz her kasaba gibi Dinkelsbühl`de de cumartesi günü meydana halk pazari kuruluyor ve insanlar kendi ürettikleri seyleri satiyorlar. Fiyatlari oldukca iyi ve bence hepsi tamamen dogal. Bir de cicek tezgahi kurulmustu ki belki bin tane fotograf cekerek sömürmüsümdür kendisini 🙂
Dinkelsbühl`ü gezmeniz icin bizdeki fayton turu benzeri bir sey var, kasabanin merkezinden (Marktplatz`dan) kalkiyor ve yaklasik 40 dk sürüyor. Vaktiniz varsa ve illa her yerini görecegim diyorsaniz tercih edebilirsiniz ama biz merkezde ve merkezi kesen sokaklarda dolastiktan sonra son duragimiz Rothenburg ab der Tauber icin yola cikmaliydik 🙂
ROTHENBURG OB DER TAUBER
Öncelikle size bu sehrin ismini aciklamakla basliyorum. Simdi efendim Rothen-Burg (Kirmizi Kale) ob (yukarisinda) der Tauber (Tauber nehri) demek yani birlestirirsek “Tauber Nehrinin yukarisindaki kirmizi kale” anlamina geliyor bu sehrin adi. Yuh ebenin hörekesi dediginizi duyar gibiyim, zira katiliyorum böyle isim mi olur nerde Yozgat nerede Bayburt nerede Rothenburg ob der Tauber…
Filolog olarak vazifemi yerine getirdigime göre kisaca sehri tanitayim. Rothenburg da Dinkelsbühl ve Nördlingen gibi sehri korumak adina surlarla cevrilmis bir sehir. Tavsiyem arabanizla surlarin sinirina kadar gidip sonrasini yani Eski Sehir kismini yaya olarak gezmeniz. Gezmeye surlardan baslayabilirsiniz. Zamaninda sehri top atislarindan korumak ve top atisi yapmak icin yapilmis bu surlar simdi bir ucundan diger ucuna kadar (yani bir cember cizecek sekilde) yürünebiliyor. Biz bir kismini yürüdük ama baktik bunun sonu yok, yari yolda yeniden yer seviyesine indik.
Rothenburg aslinda pek cogunuzun eminim en az bir kez gördügü dünyanin en cok fotograflanan yerlerinden biri olan asagidaki noktanin oldugu yer (kelimelerle nasil anlatacagimi bilemedim ya, aslinda bir yol var catallanarak ikiye ayriliyor ortasinda da sari sirin bi ev kaliyor). Tabii ki dünyanin en cok fotograflanan yerlerinden biri olmasi demek yüzlerce Japon turist demek. Evet maalesef diger romantic yol noktalarina göre Rothenburg`da inanilmaz sayida turist var. Sirf asagidaki fotografi cekebilmek icin onbes dakika sira bekledik. Evet bir sürü insan surada fotograf cekilebilmek icin kuyruk oluyor resmen
Yine de sehrin meydani, sokaklari ve özellikle surlarin oldugu kisimlari gezmesi cok keyifli. Bircok dükkan ve hediyelikci var, ayrica neredeyse her sokakta bir dondurmaci var. Yani sen Almanya`sin ne dondurmasi diyesi geliyor insanin, kendini Italya zannedercesine adim basi Gelatario! Anlam veremesem de tabii ki dondurma askimdan ötürü birini secip iki top dondurma yedim. Öyle aman aman bir olayi yok, para kazanmak icin acilmis dükkanlar iste.
Ve Rothenburgùn ardindan gerisin geriye Münih`e döndük, dönerken de Muro`nun daha önce gitmedigi ama benim gittigim sayili yerlerden biri olan Ingolstadt`a ugradik, tabii ki sehirdeki outlet köyünü ziyaret etmek icin. Merak edeniniz olursa Ingolstadt ve Ingolstadt Village`le ilgili yazimi inceleyebilirsiniz 🙂
Yazimin basinda da dedigim gibi Romantik Yol üzerinde kendi sectigimiz kasaba ya da sehirlere gittik ve oralarla ilgili tamamen kendi görüslerimi yazdim. Zamanimiz kisitli oldugu icin hepsini gezemezdik ve acikcasi okudugum blog yazilari sonrasi bazilarini gezmeye degmeyecegini de düsündük ve bu bes noktayi sectik. Bu geziden iki hafta sonra Schwangau`ya gittim ve Disney kalelerine ilham veren Neuschwanstein Kalesi ile Hohenschwangau Kalelerini de gezdim, dolayisiyla Romantik Yol üzerinde pek de gezilecek yer birakmadim sanirim. Kaleleri de bir sonraki yazimda anlatirim insallah 🙂
Yorum Yok