Sevgilim
yurt dışında yaşamaya başlayalı bir yıl oluyor. Bu arada konuya başlamadan
başkalarına ondan bahsederken sevgilim demek buldumcuk gibi hissettirdiğinden
ben bundan sonra kendisine Muro diyeceğim, şimdiden anlaşalım. Evet çok
Puccavari bir yaklaşım oldu ama napıyım ismini de ifşa etmek istemiyorum burada.
Neyse ne diyordum, Muro gideli bir yıl oldu. Bir yıldır edindiğim tecrübeyle şu
an artık “Uzak mesafe ilişkisi yürütebilmenin 100 yolu” adlı kitabı rahatlıkla
çıkarabilirim.
yurt dışında yaşamaya başlayalı bir yıl oluyor. Bu arada konuya başlamadan
başkalarına ondan bahsederken sevgilim demek buldumcuk gibi hissettirdiğinden
ben bundan sonra kendisine Muro diyeceğim, şimdiden anlaşalım. Evet çok
Puccavari bir yaklaşım oldu ama napıyım ismini de ifşa etmek istemiyorum burada.
Neyse ne diyordum, Muro gideli bir yıl oldu. Bir yıldır edindiğim tecrübeyle şu
an artık “Uzak mesafe ilişkisi yürütebilmenin 100 yolu” adlı kitabı rahatlıkla
çıkarabilirim.
Geçen
yıl bu zamanlar, adam gidecek diye kederden bir yandan bileklerimi kesiyor, bir
yandan uykusuzlukla mücadele ediyor, bir yandan da kaderime lanet ediyordum ki,
sevgilisi üç yıldır Dubai’de yaşayan işyerinden çok sevdiğim bir arkadaşımla akşam
çıkıp dertleşelim dedik. Tabii ben salya sümük… Diyorum ki adam beni unutacak,
o diyor ki hiç bile daha çok bağlanacak. Ben diyorum ki artık kırkta yılda bir
görüşeceğiz, o diyor ki artık görüşmeleriniz çok daha güzel olacak. Ben ne
kadar pessimist konuşsam da kızcağız inatla Pollyanna gibi güzel senaryolar
sıralıyor. Yani nerdeyse “gitmesi ilişkimizi yürütebilmemiz için farz” moduna
getirdi beni söyledikleriyle. Söylediklerinin yarısına inanıp diğer yarısı için
kafamdaki hastalıklı senaryoları oynamaya devam ederek bitirmiştik buluşmamızı.
yıl bu zamanlar, adam gidecek diye kederden bir yandan bileklerimi kesiyor, bir
yandan uykusuzlukla mücadele ediyor, bir yandan da kaderime lanet ediyordum ki,
sevgilisi üç yıldır Dubai’de yaşayan işyerinden çok sevdiğim bir arkadaşımla akşam
çıkıp dertleşelim dedik. Tabii ben salya sümük… Diyorum ki adam beni unutacak,
o diyor ki hiç bile daha çok bağlanacak. Ben diyorum ki artık kırkta yılda bir
görüşeceğiz, o diyor ki artık görüşmeleriniz çok daha güzel olacak. Ben ne
kadar pessimist konuşsam da kızcağız inatla Pollyanna gibi güzel senaryolar
sıralıyor. Yani nerdeyse “gitmesi ilişkimizi yürütebilmemiz için farz” moduna
getirdi beni söyledikleriyle. Söylediklerinin yarısına inanıp diğer yarısı için
kafamdaki hastalıklı senaryoları oynamaya devam ederek bitirmiştik buluşmamızı.
Onun
ardından bir iki hafta boyunca ekşi sözlükte “Uzak Mesafe İlişkisi” başlığında
yer alan 309 sayfa enrtynin hepsini okudum. Bazısı umut veren şeyler yazmışken
kimi de “boynuzu yediniz varsayın, uzak mesafe ilişkisi = olmayan ilişki” falan
gibi hayattan soğutan yorumlar yazmış. Bazı yazarlar –ki kendilerini sırf bu
nedenle favori yazarlarım ilan etmişimdir- öyle güzel şeyler yazmışlar ki derin
bir oh çekiyorsun, sonra bir sonraki sayfada kafandaki kötü senaryonun
yaşandığını görüp bir bardak kezzapı shot yapasın geliyor. Neye kime inanacağım
ben arkadaş diye tam kırk beş gün uyumamıştım.
ardından bir iki hafta boyunca ekşi sözlükte “Uzak Mesafe İlişkisi” başlığında
yer alan 309 sayfa enrtynin hepsini okudum. Bazısı umut veren şeyler yazmışken
kimi de “boynuzu yediniz varsayın, uzak mesafe ilişkisi = olmayan ilişki” falan
gibi hayattan soğutan yorumlar yazmış. Bazı yazarlar –ki kendilerini sırf bu
nedenle favori yazarlarım ilan etmişimdir- öyle güzel şeyler yazmışlar ki derin
bir oh çekiyorsun, sonra bir sonraki sayfada kafandaki kötü senaryonun
yaşandığını görüp bir bardak kezzapı shot yapasın geliyor. Neye kime inanacağım
ben arkadaş diye tam kırk beş gün uyumamıştım.
Sonra
Muro gitti ve bizim uzak mesafe ilişkimiz resmi olarak başlamış oldu. İlk
başlarda zordu evet, onun orada bensiz bir yaşam kuruyor olması, yeni insanlar
tanıyor olması; benimse burada onsuz bir yaşama alışmaya çalışmam çok
yıpratmıştı beni. Tamamen yeni ve tamamen sürprizlerle dolu bir hayata
başlıyorken o, ben burada sıradan sıkıcı hayatıma terk edilmiştim. Tam olarak
böyle hissediyordum evet. Oysa arkadaşım demişti ki ilk başta terk edilmiş
hissedeceksin, onun hayatı sana daha çekici görünecek ama bir kez oraya gidip
geldikten sonra, kafanda onun yaşamını somut olarak canlandırabilir hale
geldikten sonra, yani mutfaktayım dediğinde mutfağını gözünde canlandırdığında,
Marienplatz’dayım deyince Marienplatz’da beraber gezdiğiniz anları
hatırladığında daha iyi hissedeceksin. Bir bildiği varmış işte.
Muro gitti ve bizim uzak mesafe ilişkimiz resmi olarak başlamış oldu. İlk
başlarda zordu evet, onun orada bensiz bir yaşam kuruyor olması, yeni insanlar
tanıyor olması; benimse burada onsuz bir yaşama alışmaya çalışmam çok
yıpratmıştı beni. Tamamen yeni ve tamamen sürprizlerle dolu bir hayata
başlıyorken o, ben burada sıradan sıkıcı hayatıma terk edilmiştim. Tam olarak
böyle hissediyordum evet. Oysa arkadaşım demişti ki ilk başta terk edilmiş
hissedeceksin, onun hayatı sana daha çekici görünecek ama bir kez oraya gidip
geldikten sonra, kafanda onun yaşamını somut olarak canlandırabilir hale
geldikten sonra, yani mutfaktayım dediğinde mutfağını gözünde canlandırdığında,
Marienplatz’dayım deyince Marienplatz’da beraber gezdiğiniz anları
hatırladığında daha iyi hissedeceksin. Bir bildiği varmış işte.
Muro
orada yaşamaya başladıktan sonra ilk aylar çok zor geçti, itiraf ediyorum. Ona
da kendime de işkence ettiğim anlar oldu. O işten çıkıp evine 20 dkda giderken
ben bir buçuk saat trafikte takılı kalıyorum diye serviste ağladım, akşamları yeni
arkadaşlarıyla dışarı çıkarken ben evde oturuyorum diye ağladım, ikeadan
kendine ev eşyası seçerken ben neden yanında değilim diye ağladım da ağladım. Açıkçası
ben benimle sevgili olsam “başlarım sana da sulugözlülüğüne de” der tekmeyi
basardım, cidden çok çekilmez olmuştum çünkü. Ama o demedi. Sabretti. İdare
etti.
orada yaşamaya başladıktan sonra ilk aylar çok zor geçti, itiraf ediyorum. Ona
da kendime de işkence ettiğim anlar oldu. O işten çıkıp evine 20 dkda giderken
ben bir buçuk saat trafikte takılı kalıyorum diye serviste ağladım, akşamları yeni
arkadaşlarıyla dışarı çıkarken ben evde oturuyorum diye ağladım, ikeadan
kendine ev eşyası seçerken ben neden yanında değilim diye ağladım da ağladım. Açıkçası
ben benimle sevgili olsam “başlarım sana da sulugözlülüğüne de” der tekmeyi
basardım, cidden çok çekilmez olmuştum çünkü. Ama o demedi. Sabretti. İdare
etti.
Sanırım
ister aynı evde olsun isterse farklı ülkelerde farklı kıtalarda, bir ilişkiyi
yürütebilmenin tek yolu iki tarafın da birbirini anlaması, birbirine vakit
ayırması ve ilişkilerine saygı duymaları. Bizde böyle oldu en azından. Salakça
gelebilir ama biz her Pazar skype karşısında aynı anda aynı filmi açarak
birlikte film izledik, hala da izliyoruz. Haftada iki üç akşam görüntülü
konuştuk, diğer günler de beş dakika da olsa birbirimizin sesini duymaya çaba
sarf ettik. Fırsat yaratabildiğimiz zamanlarda da iki günlük bile olsa
görüşmeye çalıştık.
ister aynı evde olsun isterse farklı ülkelerde farklı kıtalarda, bir ilişkiyi
yürütebilmenin tek yolu iki tarafın da birbirini anlaması, birbirine vakit
ayırması ve ilişkilerine saygı duymaları. Bizde böyle oldu en azından. Salakça
gelebilir ama biz her Pazar skype karşısında aynı anda aynı filmi açarak
birlikte film izledik, hala da izliyoruz. Haftada iki üç akşam görüntülü
konuştuk, diğer günler de beş dakika da olsa birbirimizin sesini duymaya çaba
sarf ettik. Fırsat yaratabildiğimiz zamanlarda da iki günlük bile olsa
görüşmeye çalıştık.
Bu kısma
bir parantez açmak istiyorum. Şahsen ben de eskiden “biletini erkenden alırsın
kampanyalı ucuza uçar gidip gelirsin” diye ahkam keserdim. Ama maalesef başına
gelince anlıyorsun ki öyle ucuza falan uçamıyorsun. Şahsen biz çift olarak Türk
Hava Yollarının cirosunu son bir yılda iki katına çıkmasını sağlamışızdır. Kaç
kez gelip gittik, insan bir keresinde bile ucuza uçamaz mı arkadaş! Şimdi sakın
“aa siz becerememişsiniz” deyip beni dellendirmeyin. Evet ucuza bilet yok değil
var ama Salı günü sabah ezanıyla gidip Perşembe günü öğlen uçağıyla dönersen
var. Bu biletler bizim işimize yaramıyor ki. Salı günü ben Avrupa yakasından
Anadolu yakasına geçemiyorum, ne ülke değiştirmesi! Biz haftasonları gidip
geldiğimizden sağolsun THY’de o tarihlerdeki biletleri normalin iki katı
yaptığından bir yıldır kazandığımızı uçak biletlerine harcadık. Daha da
harcayacak gibi görünüyoruz, THY çalışanlarının bu yıl da içi rahat olabilir,
temettüleri bizden.
bir parantez açmak istiyorum. Şahsen ben de eskiden “biletini erkenden alırsın
kampanyalı ucuza uçar gidip gelirsin” diye ahkam keserdim. Ama maalesef başına
gelince anlıyorsun ki öyle ucuza falan uçamıyorsun. Şahsen biz çift olarak Türk
Hava Yollarının cirosunu son bir yılda iki katına çıkmasını sağlamışızdır. Kaç
kez gelip gittik, insan bir keresinde bile ucuza uçamaz mı arkadaş! Şimdi sakın
“aa siz becerememişsiniz” deyip beni dellendirmeyin. Evet ucuza bilet yok değil
var ama Salı günü sabah ezanıyla gidip Perşembe günü öğlen uçağıyla dönersen
var. Bu biletler bizim işimize yaramıyor ki. Salı günü ben Avrupa yakasından
Anadolu yakasına geçemiyorum, ne ülke değiştirmesi! Biz haftasonları gidip
geldiğimizden sağolsun THY’de o tarihlerdeki biletleri normalin iki katı
yaptığından bir yıldır kazandığımızı uçak biletlerine harcadık. Daha da
harcayacak gibi görünüyoruz, THY çalışanlarının bu yıl da içi rahat olabilir,
temettüleri bizden.
Öyle ya
da böyle bir yıl geçti. Hem de geçmeyeceğinden o kadar emindim ki. Bu süre
içinde onlarca kez görüştük belki ve her seferinde gerçekten her anından tat
alarak, kıymetini bilerek, gereksiz kaprisler yaşamadan (tamam arada bir olmuş
olabilir J) vakit geçirdik. Eğer orada görüşüyorsak yakın
şehirleri yakın ülkeleri gezdik beraber, böylece bir sürü yeni yer keşfettik. Bu
arada o orada kendine güzel bir hayat kurdu, ben de buradaki hayatıma devam
ettim. Yani kıyamet de kopmadı. Kezzap bardakta kaldı anlayacağınız J
da böyle bir yıl geçti. Hem de geçmeyeceğinden o kadar emindim ki. Bu süre
içinde onlarca kez görüştük belki ve her seferinde gerçekten her anından tat
alarak, kıymetini bilerek, gereksiz kaprisler yaşamadan (tamam arada bir olmuş
olabilir J) vakit geçirdik. Eğer orada görüşüyorsak yakın
şehirleri yakın ülkeleri gezdik beraber, böylece bir sürü yeni yer keşfettik. Bu
arada o orada kendine güzel bir hayat kurdu, ben de buradaki hayatıma devam
ettim. Yani kıyamet de kopmadı. Kezzap bardakta kaldı anlayacağınız J
İşte bu
saydıklarıma bakınca en sevdiğin Türk filmlerinden biri olan Selvi Boylum Al
Yazmalım’da dediği gibi “Sahi sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu. Sevgi
Emekti…”
saydıklarıma bakınca en sevdiğin Türk filmlerinden biri olan Selvi Boylum Al
Yazmalım’da dediği gibi “Sahi sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu. Sevgi
Emekti…”
Not:
Nazar değdiren olursa gözünü çıkarırım!
Nazar değdiren olursa gözünü çıkarırım!
4 Yorum Var
Uzak ilişkiyi yürütememiş biri olarak tebrik ediyorum sizi. Yönetebilirseniz çok lezzetli olur. Hep diri kalır ilişkiniz. Selamlar.
Amin diyorum, inşallah hep böyle gider.
Araya daha ayrılık girmeden o kadar yazıyı okuyup uykusuz kalmana üzüldüm açıkçası. Her ilişki kendine özeldir, bence diğer ilişkilere bakarak tahmin yürütmek yıpratıcı bir durum. Nitekim ilişkiniz güzel güzel ilerlemiş. Tebrik ediyorum. Umarım çok daha güzel günler görürsünüz beraberce.
amin amin amin 🙂