Önce yılbaşı dedik, aman hediyelerdi, programdı uğraşırken aralık ayını bu küçük heyecanlarla yedik. 31 aralıkta 10’dan geriye ‘hayat bayram olsa’ şarkısı eşliğinde saydık falan; hoooop birden 2015 oluverdi. Bizler de solungaçlarını çaresizce hareket ettiren sudan çıkmış balık gibi amaçsız kalıverdik. Hadi 1 Ocak günü ‘hangover’ kafasıyla geçti (ki benimki öyle geçemedi üstelik kıbrısta yeni yıla girmeme rağmen. O kadar alkol almadım ki polis o gece çevirip üfleteceği alkolmetre benden daha fazla promil içerirdi kesin düşünün. Neyse bu konu daha uzun değerlendirilecek bir mevzu, biz konumuza dönelim.) 2 Ocak cumayı da birleştirenler varsa eh bi nebze daha iyi kafayla geçtiğini varsayalım o günün. 3-4’ü haftasonuydu zaten misss… Ama arkadaş 6 Ocaktan sonra sizlere de “eee şimdi napıyoruz” sorusu uğradı mı?
Şimdi ben her yıl sonu “yeni yılda şunu yapıcam da, bunu yapmıcam da, böyle hayaattta düşünmicem ama şu düşünce tarzını da hayatımın temel taşı haline getiricem, çok sevicem çiçeği böceği, ailemle vakit geçiricem” bıdı bıdı bıdı diye bir sürü karar sıralıyorum. Bi gaza geliyorum falan minik defterler hazırlıyorum her bir kararım için, arkadaşlarıma anlatıyorum ‘bu yıl bambaşka bir hamide göreceksiniz’ diye. Sonra o 1 Ocak geçip de yılın ilk iş günü ile karşı karşıya kalınca hoooop her karar ufo gören kardan adam misali şıpır şıpır eriyor.
“Yeni yılda şunu yapıcam” kararım yerini “ocak ayı bi geçsin bakarız” ile başlayıp aralığa kadar öteleniveriyor.
“Bunu artık yapmıcam” kararı “ne zararı var ki canım hem ben her şeyi dozunda yaparım”a dönüşüyor ve çatır çatır yapılmaya devam ediyor.
“Böyle hayaattta düşünmicem ama şu düşünce tarzını da hayatımın temel taşı haline getiricem” kararına konu olan düşünce şekillerinin ne olduğunu hatırlamayıp “aman en iyisini tabii ki ben bilirim” ukalalığıyla yaşamaya devam ediyorum.
“Çok sevicem çiçeği böceği” kararı “seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli” modunda devam ediyor bütün yıl.
Yani sizin anlayacağınız, aldığım tüm kararlar bir sonraki yeni yıl kararlarında tekrar alınmaya mahkum oluyor. Beceriksiz bir insan olduğumdan değil ama çağın hastalığına tutulduğumdan ötürü bence. Erteliyorum, erteliyorsun, erteliyoruz. Her şeyi sürekli erteliyoruz. Aman şu olsun, aman bu geçsin, ekinler boy versin, kör buzağı topallasın, kırmızı kar bi yağsın diye diye öteliyoruz her şeyi. Spora mı başlıcaz, kış bi geçsin baharda kesin canıııııım. Kursa mı başlıcaz, havalar biraz daha iyileşsin söz. Yurtdışına mı çıkıcaz, şu sıralar Avrupa karışık, ortalık bir durulsun da hele. Böyle böyle öteliyoruz her şeyi. Düşünsenize yahu, biz taksitlerimizi bile 3 ay 4 ay öteliyoruz. Çok eminiz ya çünkü 3 ay sonra da bu hayatı yaşayacağımıza, baharı görebileceğimize falan. Bu elleri, bu ayakları, bu gözleri, bu sağlığı iki ay üç ay beş ay bir yıl sonrası için de garantiledik ya çünkü.
Don Kişotlarız hepimiz, öyle umarsız bir cesaret var hepimizde. Bazen gereksiz olabilen bir özgüven falan. Gölgemizden bile korkarken aslında, hayatın kendisinden hiç ürkmemek en güzel yaptığımız iş.
Halbuki nolur bugünün işini yarına bırakmasak… Ne yapmamız gerekiyorsa tam da o anda yapıversek, kartopu olmasını beklemeden halletsek tüm işlerimizi. Yarın var olmayacakmışız gibi bugünü yaşasak, kısa vadeli planlara ‘check’ atarak sürdürsek ömrümüzü…
Ben mesela 2015’e senelerdir ertelediğim ve bende büyük bir değişim yaratacak bir olayı gerçekleştirerek başladım. Uzatmadan, şubatı, baharı falan beklemeden ocağın 6. günü hayatımın en cesur kararlarından birini gerçekleştiriverdim. İnsanlık için küçük ama benim için büyük bir adım emin olun ve bütün bir yılın ertelediğim tüm kararları alabileceğime dair aptalca bir umut ışığı oluşturan etkili bir değişim. Sıra ispanyolca öğrenmekte, yazmayı planladığım kitaba başlamakta ve hayatı dolu dolu yaşamakta…
Size de tavsiyem, Mümin Sekman’ın da söylediği gibi
“ÜŞENMEYİN ERTELEMEYİN VAZGEÇMEYİN”
12 Yorum Var
Ne güzel anlatmışsın Hamide'cim
teşekkürler canım ^^
Ohh, yazılarını da özlemişim ki Hamide'm 🙂 Bu sene karar almadım, çünkü kendimi biliyorum ve çünkü alıp da uygulamaya geçirmediğim her karar beni yiyip bitiriyor. Ertelemeyi sevenlerden biri de benim tek bir karar al deseler, üşenmek istemiyorum artık derim 🙂 Güzel bir yazı olmuş, bu yıl her şey gönlünce olsun. Kıbrıs fotoğrafları da güzeldi 🙂
aynen canım bende de o durum var, yapıcaktım edicektim deyip yapmayınca bu sefer kendimi başarısız hissediyorum… biraz daha anlık ve kısa vadeli yaşamak lazım
Aldiin karari deseydin ya, meraklandirion?
ehehehe demicem 🙂 merak ediverin accık 🙂
ne güzel dedin, bu postu iki haftada bi okusam yeridir. o kadar. Benim ilk savasim fazla kilolara olsun madem. cok tesekkürler !
ne demek rica ederim… hakikaten iki haftada bir okumalı sanki 🙂
haklısın tatlım nedır bu ölü toprayı ay sılkelenelım yahu 🙂
di mi kuzum, silkelenmek lazım hakikaten!!
Benim de bütün planlarım gece kafamda oluşur,"yarın şunu şunu yapacağım" diye.Sabah olunca da uçup gider hepsi 🙂 Çok kötü bir alışkanlık,keşke kurtulabilsek :))
nasıl kurtuluruz onu da bilmiyorum ki :)))