Herkese merhaba,
Son yazımı 4 Mart tarihinde yazdığımı görüp şaşırarak açtım ‘yeni kayıt’ sekmesini. Dönem dönem yazmaya ara verdiğim oldu evet, hele ki şu dönem çok önemli bir sınava hazırlandığım için iyice uzak kaldım beni iyileştiren yazma aktivitelerimden. Ama bugün biraz zaman ayırarak hem yaşadığımı ispatlamak hem de sizleri güzel yerlere götürmek için oturdum nihayet bilgisayar başında. İstikamet Batı Karadeniz… Hazır mısınız :)))
Anlam ve önemi hepimiz için çok büyük olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı bu yıl pazartesiye gelince hepimiz taa nisan ayından başladık üç günlük tatil planları yapmaya. Biz de yaşadığımız kısa kararsızlık sonrası turla Batı Karadeniz’e gitme kararı verdik. Nisanda Anı Tur’la rezervasyonumuzu yaptırıp sonra gün saydık heyecanla. Daha önce Batı Karadeniz’i turla gezeniniz varsa bilirler, gezilecek şehirlerin Kastamonu, Sinop ve Karabük-Safranbolu olduğunu. Üç günde karadenizin cennet köşelerini keşfedip sosyal medya çağında bol bol fotoğraf çekip paylaşma derdine düşülecek harika bir gezi…
16 Mayıs cuma akşamı İstanbul’un yüzde 90’ının şehri terk ettiği bir gecede başladı tur otobüsüyle maceramız. 44 kişilik otobüste sadece 10 kişinin ‘genç’ kategorisine girdiği, kalanlarının ‘sudokuya saran’ amca ve teyzelerimizin oluşturduğu gezi tayfamızla saatler süren trafik çilemizi yaşadıktan sonra sarkan program nedeniyle ilk uğrak yerimizi Kastamonu olarak değiştirmiştik.
Kastamonu, küçük sakin ve çekme helvasıyla meşhur bir şehir. Ortasından geçen dere/nehir sebebiyle memleketim Eskişehir’i andıran, Kurtuluş Savaşı zamanlarında önemli olaylara tanık olmuş Kastamonu, meydanı, çarşısı, camisi, türbesiyle birçok anadolu ilimize benzer yapıya sahip. Ama bizim gibi yeme sevdalısı iki insan yolda olunca taş, tepe, binadan ziyade ‘nesi meşhur, ne yenir’ sorularına odaklanıp kah foursquareden kah internetten kah da tek rakibimiz Vedat Milor’dan bilgiler edinip lezzet keşfine çıkıyor ister istemez. Vedat Milor’un gidip de hayran kaldığı etli ekmeği yiyip, tatlı niyetine de koca tur otobüsünü çekme helva imalatçısına götürtüp hem ziyaret hem ticaret yaptırdıktan sonra Kastamonu’yu tamamlamış oluyoruz.
Hanedan Kebap |
Kastamonu’nun Meşhur Etli Ekmeği 🙂 |
Sepetçioğlu Çekme Helva – İmalathane |
Ilgaz Dağı 🙂 Yorgun ve Bitkin İnsan |
Otelimizin Çankırı’da olması sebebiyle otobüste kısa bir isyan yaşansa da herkes yorgun olduğu için ertesi günkü Sinop macerası için inzivaya çekiliyor. Sinop bizim için ‘mantı’ demek olsa da normal insanlar için Hamsilos Fiyordu, Sinop Limanı, Sinop Kalesi, Sinop Cezaevi ve Erfelek Şelaleleri demek :)) Ve gerçekten hepsi mükemmel yerler. Sinop Cezaevi insanın tüylerini diken diken hikayeleriyle, Erfelek Şelaleleriyse muhteşem güzelliğiyle hayran bırakıyor kendine. Ama Sinop’un cevizli mantısı da bir o kadar güzel 🙂 Giderseniz kesinlikle yemeden dönmeyin!!
Karşınızda Hamsilos Fiyordu |
Mavili adam cesedi gömen katil gibi çıkmış, evet :)) |
Perfection!!! |
Hamide Pozu vol:2 |
Veeee Meşhur Sinop Mantısı – Cevizli/Yoğurtlu |
Fonda Sinop Kalesi ^.^ |
Sinop Kalesi’nde… PS: Bu fotom çok güzel ^.^ |
Liman Manzarası |
Sinop Cezaevi |
Sinop Cezaevi |
Sinop Cezaevi |
Parmaklıklar Ardında Dizisinin Çekildiği Koğuş |
Sabahattin Ali’nin Koğuşu |
Sabahattin Ali’nin Koğuşu |
Cezaevi Duvarında Düşündürücü Bir Söz |
Erfelek Şelaleleri |
Köprü Gördük mü Kaçırmayız, hemen bi foto 🙂 |
Arap Kızı Camdan Bakıyor :p |
Yine yorgun bir günü otelde pert bir halde sonlandırıp, neredeyse 4 saat uykuyla üçüncü ve son durağımız için Karabük’e yol alıyoruz. Karabük taze il olan şehirlerimizden ve bence demir çelikle eşdeğer. Şehre girdiğinizde kocaman fabrika size hoşgeldin diyor ve de bir süre size eşlik ediyor. Bir mühendis olarak ‘ya şu fabrikayı da gezseydik’ diye iç geçirsem de rehberimizin ‘Kristal Teras’ ziyareti bilgilendirmesiyle kendime geliyorum. Safranbolu turizmine katkıda bulunmak amacıyla Tokatlı Kanyonu üzerinde yerden 80 metre yükseklikte ve 11 metre genişliğinde yapılan Kristal Teras (Cam seyir terası), 75 ton ağırlığı taşıyabiliyor. Roketatar mermisiyle dahi kırılmayan cam seyir terası, her biri 750 kilogram taşıyabilecek kapasiteye sahip gözenekler, 3 santimetre kalınlığında 3 parça camdan oluşuyor. (Kaynak) Dünyadaki eşdeğeri Amerika’da Grand Canyon’da :))) Oralara gidemesek de henüz, memleketimizin terasında bol bol poz veriyoruz.
Kardemir A.Ş. |
Kristal Teras |
Kristal Teras |
Kristal Teras |
Tokatlı Kanyonu |
Kristal Teras |
Sonrasında önce Yörük Köyü’ne gidip konak ziyareti yapıyoruz. Stand-upçılara taş çıkaran bir teyzemizin rehberliği eşliğinde gezdiğimiz konağın bahçesinde hararetimizi alsın diye içtiğimiz çayların ardından son durak Safranbolu. Safranbolu evleriyle akıllarımıza kazınmış minik bir kasaba. Lokumu, Arasta Çarşısı ve yorgunluk üzerine içtiğimiz közde kahvesi ve karadut şerbetiyle ekliyoruz burayı da anılarımıza.
Yörük Köyü |
Sipahioğlu Konağı |
Sipahioğlu Konağı |
Sipahioğlu Konağı |
Zerde (sevmedim) |
Safranbolu |
Safranbolu |
Dükkanı zoomladım :)))) |
Lokumcu ^.^ |
Ve 72 saatin neredeyse 60 saatini otobüste geçirdiğimiz yorucu tatilimizi sonlandırıp dönüş yolculuğuna geçiyoruz. Hem ruhen hem de bedenen doyduğumuz bu gezi sonrası ikimizin de hemfikir olduğu bir konu var ki; “Bir süre şehirlerarası otobüslerden uzak duralım” :)))) (DURAMADILAR)
4 Yorum Var
Harika bir gezi yaptık sayende..Ama o tura mutlaka Karadeniz Ereğli'de girmeliydi..memleketim:))Bu arada seni çok iyi gördüm..Sevgiler canım:))
harika bir gezi olmuş canım.. Sefan olsun 🙂
Bloglar Yarışıyor ile siz de blogunuzla kazanmaya aday olun, promosyon ödüller kazanın. Sponsorlarımızın desteği ile bloglar arası etkinlik yarışmamızı ilk tur dahilinde düzenliyoruz. Siz de başvurun. Detaylı bilgiyi websitemizden öğrenebilirsiniz.
İlginiz ve desteğiniz için teşekkür ederiz.
Saygılarımızla,
Web: http://www.bloglaryarisiyor.net
Mail: [email protected]
Tel: +90212 330 9707
Merhaba Eskişehirli bir bloggerla daha tanışmış oldum sanırım. Harika bir gezi olmuş bayıldım ama kristal teras olayı beni aşar)) baya heyecanlanırdIm kesin. Sevgiler