En son Ripper Street’i tanıtıp yine seriye ara vermişim; iş yoğunluğu, hayat koşuşturması ve ailenizin kişisel gelişimcisi şeklindeki yazılarımdan bir türlü fırsat bulamıyordum. Ama dönüşüm muhteşem oluyor; zira The Following adında şahane bir dizi tanıtacağım birazdan ve sonraki hafta yine yeni keşfettiğim Black Mirror ve efsane film Hannibal’ın dizi uyarlaması Hannibal ile karşınızda olacağım 🙂
· Alcatraz
· Borgias
· Coma
· Dexter
· Homeland
· Luther
· Nip/Tuck
· Pacific
· Suits
· Black Mirror
· Hannibal
THE FOLLOWING
Dizinin Künyesi
Yapım Yılı: 2013 TV Series
Kanal: TV-14
Oyuncular: Kevin Bacon(Ryan Hardy), James Purefoy(Joe Carroll), Natalie Zae(Claire Matthews), Annie Parisse(Debra Parker), Shawn Ashmore(Mike Weston), Valorie Curry(Emma Hill), Warren Cole(Roderick)
IMDb Puanı: 7,9
SHDb Puanı: 8,5
Dizinin Konusu
2004 yılında Amerika’nın Virginia eyaletinde 14 genç kız öldürülür. Olayı araştıran FBI ajanı Ryan Hardy, soruşturmaları sonucu dışarıdan başarılı bir edebiyat Profesörü ve yazar olarak görünen Joe Carroll’dan şüphelenir. Edgar Allan Poe hayranı olan Carroll’ın birkaç dersini dinleyen Ryan, onunla hitabet gücünün ve insanları etkileyebilmesinin şeytani bir yönü olduğunu fark eder. Sonunda Carroll’ı yine bir kızı öldürmek üzereyken yakalayan Ryan Carroll tarafından öldürülmenin eşiğine gelir, kalbinden büyük bir ameliyat geçirir ve erken emekli olmak zorunda kalır. Yaşadıklarını anlatan bir de kitap yazar. Yıl 2012 olduğunda bir gün Ryan’a bir telefon gelir, bir ceset bulunmuştur ve kurbanın öldürülme şekli Joe Carroll’ın aynısıdır. Ardı ardına ölümler yaşanınca ve sorumluluğu Carroll üstlenince Ryan tekrar göreve çağırılır. Yıllardır hapiste olan Carroll dışarıdan topladığı ‘müritleri’ ile öldürmeye devam etmektedir. Ryan hem Carroll ve ölümleri durdurmaya hem de Carroll’ın eski karısı kendisinin tek aşkı Claire’i korumaya çalışır.
The Following, son dönemin en güzel gerilim dizisi… Edgar Allan Poe katilimizin öldürme içgüdüsünün kaynağı olduğu için birçok alıntı görüyoruz, şiirsellik ve edebi yön çok etkileyici. Hikaye o kadar sürüklüyor ki, bir sonraki bölümü izlemek için sabırsızlanıyorsunuz.
Karakterler açısından da başarılı bir dizi, zira cast’ı o kadar iyi çalışılmış ki, hiçbiri sırıtmıyor, bu olmamış dedirtmiyor. Özellikle Joe Carroll <3 Onun o ingiliz aksanı, gözlerinin içine bakarak kitaplardan alıntılar yapması, “nasılsın” gibi basit kelimeyi bile şiir okurcasına söylemesi muhteşem olmuş. Zaten kendine bir tarikat kuracak birinin böyle etkileyici konuşmasının olması gerekli. Ve Carroll’ı oynayan James Purefoy mükemmel iş çıkarıyor. Bazen “ben de müridin olayım Carroll öldür de öldüreyim” diyorum o derece 🙂
Böyle uzun yazmamdan anladığınız üzere, favori dizilerimden biri oldu The Following, kendi izlediğim yetmezmiş gibi çevremdeki herkese izlemeleri için baskı yapıyorum. Ama gerçekten izleyin ya, sonra bana teşekkür edeceksiniz 🙂
5 Yorum Var
çok severim böyle dizileri.merak ettim.teşekkürler paylaşım için:)
Valla guzel dizi, o kadar guzel planlanmis olunca kotulerin tarafini tutmak istiyor insan izlerken:) Joe konusunda da katiliyorum on numero oynuyor kendisi. Yalniz noolur su Emma nin iki tel sacini da biri yoluversin benim icin.
oleyy bee bu diziyi bende seyrediyorum ve muthis buluyorum hatta yazmistimda blogumda.ve yine evet benimde aynen joe`nin muridi olasim geliyor:))kuzu yaa cok sevindim seninde sevmene:))revolution da cok guzel bir dizi bak onu da tavsiye ederim .
Güzele benziyor, başlayayım bari. Gerilim dizilerini severim.
kız hamide ne güzel anlatmışsın, sırf senin gül hatırın için bile izlenir..ayrıca seni yeni takip etmeye başladım ama çok sevdim hatta sana ba-yıl-dım! Kendini ne kadar harika yetiştirmişsin..Kullandığın cümleler, olgunluğun, hayattan çıkarttığın dersler, sıradan olmayışın ama bunun farkında değilmiş gibi yaşayışın, sana bir gün ayrıca uzun uzun paragraflar açmak lazım 😉 sevgiyle kal