Bu haftasonuydu…
Eskişehir’den
İstanbul’a dönüyordum; Kamil Koç’un konforlu otobüslerinden birindeyim…
İstanbul’a dönüyordum; Kamil Koç’un konforlu otobüslerinden birindeyim…
Hava sıcak, yol
uzun, zaman geçirmek için kah kitap okuyup kah tweetler atarak vakit öldürüyordum…
uzun, zaman geçirmek için kah kitap okuyup kah tweetler atarak vakit öldürüyordum…
Birden gözüme
bir kara sinek takıldı; evet o da benim gibi Eskişehir’den binmişti; ancak
Eskişehir sınırından çıkıp Bileciğe doğru yol alıyor olmamıza rağmen hala
inmemişti… Üstelik inmeye de niyeti yoktu…
bir kara sinek takıldı; evet o da benim gibi Eskişehir’den binmişti; ancak
Eskişehir sınırından çıkıp Bileciğe doğru yol alıyor olmamıza rağmen hala
inmemişti… Üstelik inmeye de niyeti yoktu…
Acaba neden
binmişti otobüse? Öğrenci miydi İstanbul’da? Ya da tam tersi, zira okullar
kapandı; muhtemelen Eskişehir’de okuyordu ve dönem bitince İstanbul’a ailesinin
yanına gidiyordu… Evet evet böyle olmalıydı…
binmişti otobüse? Öğrenci miydi İstanbul’da? Ya da tam tersi, zira okullar
kapandı; muhtemelen Eskişehir’de okuyordu ve dönem bitince İstanbul’a ailesinin
yanına gidiyordu… Evet evet böyle olmalıydı…
Ama yok, ya
ailesinden kaçıyorsa? Ya dişi bir sinekse ve babası sevdiği sineğe vermediyse,
o da çareyi otobüse atlayıp sevdiceği sineğe kaçma yolunu seçmişse? Bu
ihtimalin de yüksek olduğunu düşünüp yüzünü iyice aklıma kazıdım; yarın bir gün
Müge Anlı’ya, Serap Ezgü’ye çıkar anası babası; İsmini vermek istemeyen
izleyici olarak telefonla bağlanır, otobüste gördüydüm ben onu diye bi hayır
işlerim.
ailesinden kaçıyorsa? Ya dişi bir sinekse ve babası sevdiği sineğe vermediyse,
o da çareyi otobüse atlayıp sevdiceği sineğe kaçma yolunu seçmişse? Bu
ihtimalin de yüksek olduğunu düşünüp yüzünü iyice aklıma kazıdım; yarın bir gün
Müge Anlı’ya, Serap Ezgü’ye çıkar anası babası; İsmini vermek istemeyen
izleyici olarak telefonla bağlanır, otobüste gördüydüm ben onu diye bi hayır
işlerim.
Gözlerimi dikip
sineği uzun bir süre rahatsız ettikten sonra “Hamide” dedim, “kızım hemen
kötüyü getirme aklına. Belki de senin gibi arkadaşının düğününe gelmişti, şimdi
geri dönüyor” Yüzük var mı diye baktım parmaklarına ama göremedim…
sineği uzun bir süre rahatsız ettikten sonra “Hamide” dedim, “kızım hemen
kötüyü getirme aklına. Belki de senin gibi arkadaşının düğününe gelmişti, şimdi
geri dönüyor” Yüzük var mı diye baktım parmaklarına ama göremedim…
Ya da çoluğunun
çocuğunun rızkını kazanmak için İstanbul’da çalışan bir baba sinekti; haftasonu
ailesini görmüştü, şimdi yine dönüyordu. Söz bu yıl aldıracaktı karısını
yanına; annesine az daha sabretsindi karısı… Hayır o ruj izli gömlek onun
değildi, şantiyedeki Sinek Selahattin’in gömleğini giyivermişti üstüne
yanlışlıkla. Karısını hiiiçç aldatmamıştı(!!!), metres sinek mi, haşa tövbeee!!
Hiç yapar mıydı biricik karısına…
çocuğunun rızkını kazanmak için İstanbul’da çalışan bir baba sinekti; haftasonu
ailesini görmüştü, şimdi yine dönüyordu. Söz bu yıl aldıracaktı karısını
yanına; annesine az daha sabretsindi karısı… Hayır o ruj izli gömlek onun
değildi, şantiyedeki Sinek Selahattin’in gömleğini giyivermişti üstüne
yanlışlıkla. Karısını hiiiçç aldatmamıştı(!!!), metres sinek mi, haşa tövbeee!!
Hiç yapar mıydı biricik karısına…
Ben böyle
düşünürken baktım ki İstanbul Esenler’e gelivermiştik; ben indim sinek indi, o
yoluna gittiiii ben yoluma…
düşünürken baktım ki İstanbul Esenler’e gelivermiştik; ben indim sinek indi, o
yoluna gittiiii ben yoluma…
Bu küçük
yolculuk bana iki şey öğretti: Birincisi, bir insanın hayatında o kadar çok
ihtimal var ki başına gelebilecek, aslında bizler yaşadıklarımızız. İkincisi
ise, “o sadece bi sinekti lan, mal işte bindi uçtu, bence sen bundan sonra tek
başına seyahat etme” 🙂
yolculuk bana iki şey öğretti: Birincisi, bir insanın hayatında o kadar çok
ihtimal var ki başına gelebilecek, aslında bizler yaşadıklarımızız. İkincisi
ise, “o sadece bi sinekti lan, mal işte bindi uçtu, bence sen bundan sonra tek
başına seyahat etme” 🙂
20 Yorum Var
hahaha çatlak:) aklıma sadece şu şarkı geldi: nerde boynu bükük bir garip görsen hor görme kim bilir ne derdi vardır…
ah işte fonda çalan şarkı da buydu 🙂
puuaahhaaa çok beğendim yazını:D bir sinekten neler çıkarmış yetenekli kız kalemi kuvvetli yapacak bişey yok:)))
teşekkürler beybii
Alemsin caney yaaa :))
Ama son satırlar Serciye ithaf olmuş sankim :))
taş attım ama yanlış kişiye ulaşmış yahuuu
Kaçak yolcu!! İhbar etseydin ya Hamide 😀
Bir keresinde de aynı öylebir kara sinek benle birlikte 11 saat tee Amerika'ya gelmişti. Ne büyük cesaret! İyi ki çaktırmadan indi uçaktan yoksa US Immigrants Office'e alırlardı onu valla 😀
kıyamadım kıııızzz napsın gariban bindi geldi işte 🙂
Bir sinek üstüne bu kadar muhabbet eden 2. kişisin. 1.si de bizim Ada:))
ooo ada'yla iyi anlaşırız biz o zaman 😀
felsefene bayıldım 🙂 bizi biz yapan seçimlerimiz ve yaşadıklarımız. kopardın beni yemek sonrası 🙂
öyle değil mi ama yalan mı!!
Bu yazı da bana 2 şey öğretti; 1- karşındaki ne olursa olsun, kim olursa olsun -isterse 1 sinek olsun- herkesin bilmediğin, ummadığın bir hayatı vardır. Hemen herkese burun kıvırmamak gerekir.
2-Bence de tek başına seyahat etme yavru kuşum, yorgundun bi de sanırım, bir takım halüsinasyonlar, gel-gitler yaşamışsın. Dinlenince geçmiştir ama 🙂
öğretiler çok doğru ve yazıım hedefe ulaştı ey insanlıık 😀
allam yaa sinek ve sinek türevlerine karsı sempati besliciiim neredeyse 🙂
kuzum klavyene saglık diyelim 🙂
amaç da bu zaten beybiiim bu arada hoşgeldin 🙂
ayy sonu nereye gidecek die merakla okudum tatlim, kopardin benii 🙂
:))) ihihih 🙂
puhaaaaaaaaa ya sen cok yasa emı sıneklı post :)) ay sıneklı bakkal gıbı oldu
aaa evet halide edip adıvaaarrr 🙂